BASKETBOL SAHASINDA BİR MEASTROYDU
Küçükyalı Gelişim U22 takımım ile 2021-22 sezonunda kulüp tarihinin en iyi sonucuna ulaşmasındaki önemli oyunculardan biridir. Kulübüm basketbol tarihinde unutulmaz bir ilki birlikte yaşadığım saha içindeki lider Bartu'yu anlatmak istiyorum.
Basketbol oyuncusu adayı olmayı başarmış lider bir sporcudur. Net bir guard oyuncusudur. A takım havuzuna girmeyi başardığı takdirde minimum 10 sezon oynamasını beklediğim bir oyuncudur. Kulübüme benimle birlikte adapte olmuştur, çok kısa sürede takım ile uyumu sağlamış ve oyunun içindeki liderlik görevini de doğal olarak almıştır.
Bartu oyun içindeki liderliği dışında Küçükyalı Gelişim Basketbol Takımımın da en skorer oyuncularından biriydi. Dış şutlarında etkili olan Bartu ortalama üzerinde 3 sayılık atışlar bulabiliyordu. 1e1 oynama becerisi de oldukça iyidir.
Kısa oyuncular için gerekli olan Floater ve Omuzlama becerilerinde oldukça başarılıydı. Ancak floater atışlarının yüzdeleri günlük olarak değişirdi. Bartu'nun en büyük dezavantajı fiziksel yapısıydı. Undersize olmasına rağmen funthemental becerilerinin yüksek olması sebebiyle bu dezavantajını absorve edebilirdi.
Basketbolcu Adayıyla İlk Karşılaşma
Okulum bahçesinde tek potada basketbol oynayan bir grup öğrencim vardı. Aralarında çelimsiz kısa boylu ancak topu kontrol eden bir oyuncu dikkatimi çekti. Aslında dikkatimi çeken ilk özellikleri bunlar değildi.
Topu aldığında çembere dönüp doğal olarak Üçlü Tehdit pozisyonu alıyordu. Bir de şutu oldukça düzgün bir mekanikle kullanıyordu. Seken toplar ideal noktalara düşüyor, isabetli şutları da swish oluyordu.
Baktım geçtim. Yeni çaylaklar okul heyecanıyla basketbol oynuyorlar dedim. İki ya da üç hafta boyunca sürekli basketbol oynamaları çok ta hoşuma gitmişti.
Derken kulübüm Küçükyalı Gelişim basketol takımına iki oyuncuya ihtiyaç olduğunu da fark ettim. Bir tane çember altında oynayabilecek atletik bir oyuncuya bir tane de catch and shot atabilecek bir oyuncuya gereksinimim olduğunu iyice hissetmiştim.
Uzakta da aramaya gerek yoktu aslında. Sonradan Kara Murat olarak anacağımız öğrencim ile şu tekniği çok düzgün olan çelimsiz çocuk adı Bartu'ymuş tam bu işleri yapabilecek iki kişiler ancak önümüzde küçük bir sorun vardı.
Kulübüm Maltepede iken okulum öğrencileri Kurtuluş ve Okmeydanı'ndalar. Nasıl antrenmanlara haftada dört gün nasıl gelecekler be kardeşim dedim kendi kendime. Sonra da yine kendime dedim ki, kardeşim sen zaten arabayla gidip geliyorsun, bu çocukları da getirip götürsen olmaz mı? Olur tabi dedim.
Fakat bu kez de en önemli olan sorun önüme geliverdi. Evlerine akşam geç gidecek olmaları ve söz konusu ders olunca velilerin basketbola karşı ketum olmaları. Neyse uzatmayalım. Murat'a takımımda basketbol oynamasını istediğimi sordum, kabul etti. Bartu'nun da bir yerde oynamadığını söyledi. Sonrasında da ona da teklif ettim. Bartu da kabul etti.
İkisi de çok iyi arkadaş oldular. İkisinin de birlikte anlatılacak çok hikayeleri olduğunu söyleyip şampiyon Bartu'ya dönelim.
Bartu'nun Basketbol Oyunculuğu
Basketbol zekası çok iyiydi. Her verdiğim şeyi tek seferde alıp uygulamaya koyabiliyordu. Gelişimi hiç durmadan devam etti. Sürekli ilerledi. Oyun bilgisini de çok ilerletti. Bu da onun kısa olmasının dezavantajını minimize etti. Yüksek yüzdeyle dış şutlarını bir tutarlılıkla devam ettirince de penetre özellikleri gelişmeye başladı.
Böylece dış bölgede şutu engellenmesi gerekiyordu. Bartu da bunun karşılığında yapılacak tüm atakları öğrenip uygulamasını da yapmayı başardı. Şimdi ne olacaktı. Tabi yardımlar gelmeye başladı. O zaman da Bartu en ideal pasları bulup savunma takımını bertaraf etmeye başladı.
Sadece bu değil. Bartu'unun oyun bilgisinin çok gelişmesiyle birlikte takım arkadaşlarını hücumda yönlendirmeye başladı. Kısacası tam da ideal bir guard oldu. Hücumu yönlendirmesiyle beraber hem arkadaşlarının oyun bilgisi ve becerisini geliştirdi. Hem de bir takım olma yolunda ve güçlü ataklar yapmamızı sağlayan ana kararkter oldu.
Bartu takım kaptanı değildi. Ama oyunu yöneten asıl oyuncumuzdu. Bu bağlamda takım arkadaşları Bartu'nun sözünü dinlerdi. Böylece takım oyuncuları görevlerini layıkıyla yapmaya çalışırlardı.
Sonunda Bartu'unun saha içerisindeki liderliğiyle bir takım olduk. Basketbolda fiziğin değil funhemental ve takım olmanın ne demek olduğunu göstererek altyapıda şampiyon bir kimlik kazanan güzelim basketbol oyuncularımız oldu.
Sahada sadece basketbolcu değildi, bir maestro gibi oyunu yöneten bir oyuncuydu. Bartu bir winner'dı. Seninle biriktirdiğim güzel anlar ve seninle kazandığım şampiyonluk ruhu için teşekkür ederim.
O şimdi bir A takım oyuncusu ve başarılı olacağından da eminim.
Devamını Oku...