Basket Haber etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Basket Haber etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

SENİ BASKETBOL TAKIMINA ALDIM | İlk Turnuva Heyecanı (5)

 Bölüm 5

İlk Turnuva Heyecanı

Antrenmanlara başladığım ilk günden bu yana üç ay geçmişti. Günlerin nasıl geçtiğini bile anlamadım. Basketbol antrenmanlarının yapıldığı saha beni yürekten çağıran, ait olduğum bir yer hissi veriyordu. Antrenmanlarıma erkenden giderek öğrendiğim hareketleri tekrar ediyordum. Melek öğretmenin gösterdiği şut tekniği üzerinde özellikle çalışmalar yapıyordum. Eskiden potaya bile yetişmeyen üç sayılık atışlarım artık yerini buluyor. Hatta bazen fileyle buluşan o sesi veriyor. Çuf.


Seni Basketbol Takımına Aldım

Antrenmanlar yapılırken, takım arkadaşlarımdan Çiğdem ile çok yakın arkadaş olduk. Çiğdem hem takım  hem sınıf arkadaşımdı, hem de en büyük destekçilerimden biriydi. Okulda, tenefüsste hatta bazen de sınıfta fısıltıyla basketbol konuşuyorduk. "Bu hafta sonu ayak çalışmaları yapalım mı?" diye sorduğu bir gün bana şunu dedi:

"Babam arka bahçemize bir pota kurdu, istersen hafta sonu bize gel birlikte basketbol oynayalım."

İlk gittiğimde gözlerime inanamadım. Arka bahçede toprağın üzerinde yükselen tahta direkler üzerinde el yapımı bir pota vardı. Potayı Çiğdem kendi elleriyle boyamış hatta potanın kenar çizgilerini de yapmıştı.

"Babam demirciden bu çemberi yaptırmış, görünce büyülendim." dedi gururla.

Ben de büyülenmiştim. Toprak zemin, ayaklarımın altına yumuşacık bir his veriyordu. Zıplayınca çamura basar gibi oluyordu ama yine de çok güzeldi. Toprak zeminde topu sektirmek zor olduğundan daha güçlü dribling yapmam gerekiyordu ama bu benim için bir fırsattı. Çiğdem ile antrenmanın olmadığı günlerde burada buluşup, saatlerce basketbol oynuyorduk. Dribling becerilerim bu sayede çok gelişti.

Bir gün antrenmana başlamak için Melek öğretmen düdüğünü çaldı. Alkışlayarak orta yuvarlakta toplandık. Melek öğretmenin yüzünde bir gülümseme ve heyecan vardı. 

"Çocuklar," dedi, "bugün size güzel bir haberim var." Uzun süredir antreman yapıyorsunuz ve öğrendiklerinizi göstermek için şimdi karşınıza güzel bir fırsat çıktı. Önümüzdeki hafta sonu Esentepespor ile maçınız olacak!"

"Yaaşaasııın!" diye bir anda bağırdık. O an sevinçle zıplayanlar, birbirine sarılanlar oldu. Ben ise içimden "ilk maçım..." diye geçirdim. 

Melek öğretmen sözlerine devam etti:

"Bu bir dostluk turnuvası olacak. 50'ler spor kulübü ve karşı mahallenin okul takımı da turnuvada olacak. Dört takımın olacağı bu turnuvada kazanmaktan çok eğlenmeniz benim için önemli. Ama her şeyden önemlisi, güçlü yanlarımızı ve geliştirmemiz gereken taraflarımızı göreceğiz."

Kafamda hemen bir maç canlandı, Zeynep ablanın son saniye turnikesi... gözümde o anlar yeniden oynandı.

Skor 43-43'tü. Maçın bitimine 19 saniye kalmıştı. Rakibin en iyi oyuncusu Nina topu aldı. Ama karşısında Zeynep abla vardı. Nina, bir sağa bir sola gitmeye çalıştı ama her hamlesinde Zeynep abla bir gölge gibi onun karşısındaydı. Nina çembere gidemeyince köşeye doğru pas atmak zorunda kaldı. Köşede atılan şutta Zeynep abla harika bir box out yaparak ribaundu aldı. Tabelaya baktığımda 7 saniye kalmıştı. Zeynep abla hemen elindeki topla coast to coast koşusu yaparak birden bire sahayı ikiye böldü. Sağa dribling, sonra bir crossover, Nina geride kalmıştı. Zeynep abla turnikeye başlarken Helen savunmaya yetişti. "Aman tanrım blok yapacak!" dedim içimden. Ama Zeynep abla havadayken kıvrak bir hareketle çemberin tersinden turnikeyi bıraktı. Potaya çarpan top çembere değip sayı olmasıyla korna çaldı.

Maç bitmişti. 45-43 kazanmıştık.

İşte o maçtan sonra Zeynep abladan coast to coast öğrenmeye başladım. Her antrenmanda Zeynep abla bana birkaç tüyo veriyordu. Bir gün Melek öğretmen beni yanına çağırdı:

"Elifciğim, bakalım coast to coast becerilerin nasıl gidiyor?" dedi.

Bazen iyi yapıyordum, bazen kötü ama denemeye devam ediyordum.

Antrenman sonunda Melek öğretmen bize maçlarda giyeceğimiz formaları verdi. O an kalbim daha hızlı atmaya başladı. 

"Elif, senin forma numaran 14," dedi.

14 numarayı elime aldığımda üzerindeki yazılara, kumaşın dokusuna uzun uzun baktım. Bu ilk maçımda giyeceğim formaydı. Formamı giydiğimde kendimi ablalarımla oynayan biri gibi hissettim. 

Maç günü yaklaşırken kendimi hayatımda ilk defa bir basketbolcu gibi hissetmeye başlamıştım.
spacer

TANITIM | Seni Basketbol Takımına Aldım

Tanıtım 

Çok çeşitli yerlerden destek alarak "Seni Basketbol Takımına Aldım" isimli bir roman yazmaya çalıştım. Yazarken pek çok hata yaptım. Yazım hatalarından, anlatım bozukluklarına, yazarken kullandığım dile kadar. Ama yine de basketbol hikayesini yazmaya devam ettim. 

Yaklaşık üç yıl süren bu yolculuğumda öncelikle basketbol hayatımda yaşadığım anılar, anılarımdaki zaman zaman gerçek kişilikler, yazarken desteklerini esirgemeyen öğretmen arkadaşlarım, öğrencilerim ve birlikte çalıştığım basketbol oyuncularına teşekkür ederim.

Seni Basketbol Takımına Aldım

Seni Basketbol Takımına Aldım, Neyi Anlatıyor?

Seni Basketbol Takımına Aldım, bir çocuğun basketbola, arkadaşlığa ve adalete duyduğu inancın öyküsüdür. 

Elif, utangaç ama yetenekli bir öğrencidir. Melek öğretmenin onda yaktığı umut ateşi, onu basketbol sahalarında kendini bulduğu bir yolculuğa çıkarır. Ancak hayat her zaman adil değildir. Takımın başına gelen Bekir koçla birlikte mücadele sadece rakip takımlara karşı değil, sisteme ve adaletsizliğe karşı verilir.

Elif'in liderliğinde büyüyen bu küçük takım; sadece şampiyonluk için değil, bir arada durmanın, birlikte başarmanın ne anlam ifade ettiğini anlatıyor.

"Melek'in Son Sesi" olarak adlandırdıkları son sezon, sahadaki basketlerden daha önemli şeyleri anlatır: Bir pasın değiştirebileceği hayatları.

Bu hikaye, genç basketbolcu adayları ve hayal kuran herkes içindir. Çünkü bazı paslar sadece sahada değil, hayatın ta kendisinde atılır.

Hikayede Hangi Konular İşlenmiştir?

Basketbol hikayesinde; liderlik, kadın dayanışması, değişimle başarılan uyum, adaletsizliğe karşı sisteme baş kaldıran sessiz direniş, basketbol ruhunun tutkuyla birleşmesi ve gençlerin seslerini bularak hayallerinin peşlerinden gitmeleri işlenmiştir.

Seni Basketbol Takımına aldım hikayesinin düzenlemesinde yapay zekadan yardım aldım. Bu yardımlardan da pek çok şey öğrendim. Hikayede zaman zaman gerçek karakterleri de işlemeye çalıştım.

Basketbol büyüsünü hayatıma koyarak bana yol çizen basketbol ustalarıma, arkadaşlarıma ve benden sonraki nesile minnetle...

Bazı paslar sadece sayı getirmez, hayat ta değiştirir.

spacer

Türkiye'de Bir İlk: Basketbol Lisesi

 Türkiye’de bir ilk hayata geçiriliyor. Basketbol Lisesi açılıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Türkiye Basketbol Federasyonu arasında imzalanan işbirliği protokolüyle başlatılan bu proje, basketbolun ülkemizdeki gelişimine ivme kazandırmayı hedefliyor.

Basketbol Lisesi

Geleceği İnşa Eden Bir Model: Basketbol Lisesi

Basketbol Lisesinin temel amacı, gençleri hem akademik hem de sportif alanlarda yetiştirerek Türkiye basketbolunun geleceğine sürdürülebilir bir katkı sağlamaktır.

Basketbol Lisesi; sporcu, antrenör, yönetici, hakem ve basketbolun diğer paydaşları arasında nitelikli insan kaynağı yetiştirmeyi hedeflemektedir. İstanbul'daki Basketbol Gelişim Merkezi içerisinde yer alan bu modern tesis, tam donanımlı 8 dersliğiyle yaklaşık 200 öğrenciye ev sahipliği yapacak.

Okulun Kuruluş Süreci ve Başvuru Takvimi

Basketbol Lisesi protokolü 2024 yılında imzalandı. İlk öğrencileriyle 2025-26 eğitim-öğretim yılına başlayacak. Aday öğrenciler; akademik başarıları, spor geçmişleri ve özel yetenek sınavındaki performansları doğrultusunda değerlendirilecektir. İlk etapta 24 kız ve 24 erkek öğrenci, Türkiye'nin  Basketbol Lisesindeki ilk öğrencileri olmaya hak kazanacak. 

Başvuru ve okula kayıt süreciyse;
  • Ön başvurular: 29 Mayıs - 23 Haziran 2025
  • Özel Yetenek Sınavı: 27 Haziran - 8 Temmuz 2025
  • Sonuçların Açıklanması: 11 Temmuz 2025
  • Kesin Kayıtlar: 12-17 Temmuz 2025
Başvuru için adayların sekizinci sınıftan mezun olmaları ve en az iki sezon lisanslı basketbol oynamış olmaları gerekmektedir.

Öğrenci İçin Kazanımlar

Basketbol Lisesi öğrencileri, basketbolun profesyonel gelişimi içerisinde çok yönlü eğitim alacaklardır. Bunlardan bazıları:
  • Sistematik bir yapıda akademik eğitim alacaklar.
  • Eğitim ve sporu dengeli bir biçimde sürdürerek kariyerlerinde avantajlar kazanırlar.
  • TBF'nin desteğiyle en güncel yaklaşımlardan an be an haberdar olurlar.
  • Mezun olduklarında TBF'nin 1. Kademe yönetici programına dahil olurlar.
  • Spor psikoloğu, beslenme uzmanı gibi alanında deneyimli hocalarla potansiyellerini en üst seviyeye taşıma fırsatı yakalarlar.

Koçlar ve Kulüpler İçin Kazanımlar

Basketbol Lisesi yalnızca öğrencileri değil, basketbol çevresini de ileriye taşıyacak pek çok fırsat sunabilir:
  • Koçlar ve kulüpler, sistemli yetişen sporculara daha nitelikli yönlendirme yapabilir.
  • Eğitim modelinden doğan doğan sonuçlardan dolayı sporcularının fark yaratmasını sağlayabilir.
  • Basketbolun geleceğine sürdürülebilir yüksek standartlar kazandırır.
  • Okulun uzmanlığı ve birikimi, kulüpler ve koçlar için de referans ve rehberlik oluşturabilir.
  • Basketbolun birleştirici gücüyle gençlerin akademik ve sosyal gelişimlerine katkı sağlayabilir.

Vizyonum ve Basketbol Lisesine Katkı Dileğim

Basketbol Lisesini, Türkiye basketbolunun geleceği için atılmış tarihi bir adım olarak görüyorum. Eğitimin ve basketbolun entegre olduğu bu modelin, gençlerin potansiyellerini arttıracağına yürekten inanıyorum. 

Önümüzdeki süreçte sporcu, antrenör, yönetici, hakem ve spor beslenme uzmanı gibi pek çok alanda nitelikli insan kaynağı yaratılacağına ve bunun basketbolumuzun çıtasını yükselteceğine inanıyorum.

Basketbol Lisesinin eğitim sistemi geliştikçe TÜBAD, BİDEV, Özel Olimpiyatlar Türkiye gibi kurumlarla yapılacak iş birlikleri sayesinde etkinin daha geniş bir alana yayılacağına ve ülkemizde güçlü bir basketbol geleneği oluşacağına inanıyorum.

Basketbol koçu ve beden eğitimi öğretmeni olarak bu vizyonun bir parçası olmak istiyorum. Özellikle büyük ustalardan aldığım bilgi birikimiyle, hem koçluk hem eğitimci kimliğimle basketbolun gelecek kuşaklarına ilham vermeyi ve katkıda bulunmayı gönülden arzu ediyorum.

Bu nedenle yetenek sınavlarından aldığım görevi büyük bir onurla layıkıyla yerine getirmeyi amaç ediniyorum. Ardından Basketbol Lisesinde sorumluluk almak ta hedeflerimden biri olmaktadır.

Sonuç olarak yıllardır yaptığımı beden eğitimi öğretmenliğini ve koçluğu basketbolla buluşturarak bu güzel oyuna katkı vermek, meslektaşlarımla birlikte Basketbol Lisesini geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak ve basketbolun geleceğine dokunmak istiyorum.

Basketbolun birleştirici ruhuyla herkese selam olsun!
spacer

21 Haziran Dünya Emekçi Antrenörler Günü

 Dünya Emekçi Antrenörler Günü'nün 21 Haziran'da kutlanması, sporun görünmeyen kahramanlarına dikkat çekilmesi açısından önemlidir. Antrenörler gününde sadece başarılar kazanan koçları onurlandırmaz, aynı zamanda koçların karşılaştıkları zorlukları ve onların spora verdiği emeği onurlandırılmalıdır.

Basketbol koçları özelindeyse, bu emek çoğu zaman saha dışında da devam eden maddi karşılığı kısıtlı ama manevi yükü paha biçilmez bir çabadır.

National Coaches Day

21 Haziran Dünya Emekçi Antrenörler Günü Kutlu Olsun!

Basketbol koçları, özellikle altyapıda görev yapan kadın ve erkek emekçi antrenörleri, büyük ustaları ve yaşamını yitirmiş olan basketbol emekçilerini bu vesileyle minnet ve saygıyla anıyorum.

Basketbol koçları, oyuncuların bireysel gelişimini sağlamak, takım kimyasını oluşturmak, stratejik kararlar vermek ve bir yandan da insan yetiştirmek gibi çok yönlü sorumlulukları vardır. Özellikle altyapıda çalışan koçlar, sadece sporcu değil, karakterli bireyler yetiştirme sorumluluğunu çok iyi bilir. 

Bir çocuğun hayatına dokunmak, onun disiplinli, özgüvenli, dayanışma içerisinde olan ve topluma örnek olmasına katkı sunmak koçların yaşam biçimidir.

Sahada ve Ötesinde Basketbol Koçları

Kulüplerin ve milli takımların geleceği, altyapıda atılan temellerle boyut kazanır. Bu temeli atan, sporcuların ilk adımlarına rehberlik eden, sadece basketbol oyununu değil, aynı zamanda takım olmayı, mücadeleyi, sportmenlik ruhunu öğreten basketbol koçlarının emeği paha biçilmezdir.

Her ne kadar basketbol koçluğu meslek olarak tanımlanmasa da, benim için basketbol koçluğu özünde bir emek mesleğidir. Bu emeğin karşılığı sadece alınan ücretle değil, yaratılan ürünle ölçülmelidir. Bir çocuğun potaya attığı ilk basket, alınan ilk galibiyet ya da bir sporcunun "hayatıma yön veren kişi koçumdu" demesi bu emeğin kıymetini ortaya koyar.

Uzun çalışma saatleri, saha içi ve dışı sorumluluklar, düşük ücretler, güvencesiz çalışma koşuları ve daha niceleri... Tüm bu zorluklara rağmen görevini büyük bir özveriyle sürdüren basketbol koçları gerçek bir spor emekçisidir.

Koçların Yaşadığı Sorunlar

Bu özel günde basketbol koçlarını saygıyla anarken, yaşadıkları sorunları bir kez daha vurgulamak isterim:
  • Koçların sosyal güvencesi sağlanmalıdır. Birçok koç, sigortasız, geçici veya yarı zamanlı çalışmak zorundadır. Bu durum altyapıdaki kulüp organizasyonlarında oldukça yaygındır.
  • Mesleki gelişim imkanları için eşit şartlar oluşturulmalıdır. Ekonomik ve coğrafik sebeplerden dolayı özellikle genç koçların gelişimi kısıtlıdır.
  • Kadın koçların temsiliyeti artmalıdır.
  • Antrenörlük bir mesleki uzmanlık olarak tanımlanmalıdır. Koçluğun meslek olarak tanımlanmaması antrenörlerin emeğini değersizleştiren bir bakış açısı doğurmaktadır.
  • Düşük ücret adaletsizliğine son verilmelidir. Koçların kazançları genelde yapılan işe ve harcanan emeğe kıyasla oldukça yetersizdir. Haftanın neredeyse her günü çalışan altyapı koçları geçimini sağlamakta zorlanmaktadır.
Tüm bu sorunlar ışığında belirtmek isterim ki, daha adil bir antrenörlük için;
  • Koçların örgütlenmeleri teşvik edilmelidir. (TÜBAD, BİDEV, Spor Emek Sen gibi)
  • Federasyonun gözetiminde koçların sosyal güvencesi sağlanmalıdır.
  • Kadın koçların spor ortamında daha görünür ve eşit koşullarda yer alması sağlanmalıdır.
  • Altyapı koçluğu, sistemin kıymetli bir zinciri olarak görülüp maddi ve manevi olarak desteklenmelidir.
21 Haziran Dünya Emekçi Antrenörler Günü, sadece kutlamak yapmak için değil, aynı zamanda antrenörlerin emeğinin görünür kılınması için hak ettikleri saygıyı bulma çabasıdır. Koçların emeğini tanımak ve desteklemek sporu adil ve sürdürülebilir yürütmenin de bir anahtarıdır.

21 Haziran Dünya Emekçi Antrenörler Günü'nü kutluyor, oyunda ve her yerde emek veren tüm basketbol koçlarına sonsuz teşekkür ediyorum.
spacer

Babalar Günü ve Basketbol

 William Jackson Smart, annelerinin ölümünden sonra altı çocuğunu tek başına büyüten bir savaş gazisiydi. Bu fedakar babayı onurlandırmak için haziran ayının üçüncü pazar günü yerelde başlayan kutlamalar zamanla küreselleşerek "babalar günü" olarak kutlanmaya başlanmıştır.

Basketbol ve Babalar Günü

Basketbol, Babalığın Sessiz Dili

Kimiz bir mesajla, kimimiz eski bir anıyla, kimimizse sessiz bir teşekkürle babalar gününü kutluyoruz. Biraz basketbolun içindeyseniz, babalar günü sessiz bir kutlamadan öte pota altına atılan anlamlı bir asist olur. 

Baba figürü çoğu zaman kelimeler yerine eylemlerle kendini gösterir. Tıpkı basketbol gibi. Birlikte antrenman yapmak, tribünde yan yana oturmak ya da parkta bire bir oynamak. Bunlar aslında sessiz bir "seni seviyorum" cümlesidir.

Basketbol kuşaktan kuşağa devredilen bir bayrak gibidir. Bugün çocuklar Curry derken, bizler Jordan diyorduk. Bunlar sadece basketbol topunun etrafında bir hikaye ve birer kahramandır. Tıpkı babamızın hikayesini bize anlattığı gibidir. Basketbol topu bir bayrak gibi bizden sonraki nesillere taşıması için sadece el değiştiriyor.

Basketbol Birlikte, Hayat Birlikte

Basketbol sadece skor yapmak için oynanmaz, birlikte oyunu kurmaktır. Omuz omuza birlikte olmaktır. Boşta olan arkadaşımıza pas atmaktır. Bunlar sadece basketbol maçında değil, hayatta da öğrenilmesi gereken şeylerdir. Bir baba çocuğuyla basketbol oynadığında ona sadece kazanmayı değil, oynamayı ve eğlenmeyi de öğretir. Bu ilişki babanın çocuğuyla ömür boyu sürer.

Basketbol sadece bir spor değil; ilişki kurma, paylaşma, yetiştirme ve birlikte büyüme çabasıdır. Bu yönüyle baba-çocuk ilişkisi güçlü bir bağ kazanır. 

Bazıları içinse babalar günü zordur. Kaybedilmiş bir baba, hiç tanınmamış bir baba duygusunu yaşayanlar için buruk bir gündür. Bu yönüyle babalar günü ayrıca bir hatırlamadır. Bu vesileyle tüm çocuklar için bu babalar gününde potaya bir üçlük atalım.

Babalar Gününde Basketbol Sahalarına

Babalar günü ve basketbol arasında çok derin ve duygusal bağlar kurmak mümkündür. Çünkü basketbol bir paylaşma pratiğidir. Bu yönüyle bakıldığında bugün babamızla basketbol oynamak için elimizde bir fırsat var.

Bu yıl babalar gününde birlikte birkaç şut atarak anlamlı bir basketbol hikayesi oluşturup babamıza eşsiz bir hediye verelim. Çünkü basketbol sadece sayı atmak değil, birlikte geçirilen zamanın kalitesidir.

Birlikte atacağınız her şut sessiz bir sevgidir. Babalar günü kutlu olsun!
spacer

WABC | Dünya Basketbol Antrenörleri Birliği

 2010 yılında üyesi olduğum WABC - World Association of Basketball Coaches (Dünya Antrenörleri Birliği), basketbol koçluğunu bir meslekten fazla görerek basketbolu küresel olarak ele alan güçlü bir yapıdır.

WABC'nin temel amacı, basketbol koçlarının becerilerini geliştirerek oyunun kalitesini arttırmaktır. Dünyanın her yerindeki koçların ortak bir vizyonla gelişimlerini sağlamaktır.

Dünya Antrenörler Birliği

WABC'nin Yapısı

WABC, FIBA'nın resmi denetimi ve desteğiyle faaliyet gösterir. Koç gelişimini küresel alanda ele alan bir kuruluştur.

Bu yapının hedefi yalnızca bireysel koç gelişimi değildir. Aynı zamanda basketbolun her seviyede daha kaliteli, daha tutarlı ve daha öğretici olması için basketbol oyununa katkı sağlar.

WABC'nin Temel Faaliyet Alanları

Koçluk Eğitimleri

WABC, dünyanın her yerinde düzenlediği antrenörlük seminerlerinde güncel teknik ve taktik bilgilerini üst düzey koçlarla vermektedir. Hem üst seviyede hem de temel seviyedeki koçlara fırsat eşitliği sunmaya özen gösterir.

Kaynaklar

Koç gelişimindeki sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla, kitap, video ve koçluk programı hazırlayarak erişimi mümkün kılmaya çalışır.

Koç Topluluğu Oluşturmak

WABC kendini yalnızca bir eğitim kurumu olarak görmez. Aynı zamanda bir topluluk olarak görür. Böylece bilgi ve deneyim paylaşımı, koçların etkileşimi ve ortak sorunlara çözüm kültürünü geliştirmeye çalışır.

WABC, FIBA Teknik Komisyonuna görüş ve öneriler sunarak basketbolun gelişim sürecinde doğrudan rol oynar. Bu süreçte WABC Dayanışma Komitesi, uluslararası koçluk deneyimi olan, milli takım koçlarından oluşan bir kadroyla hareket eder.

WABC Üyeliği Nasıl Olur?

A kademe koç lisansı alındıktan sonra TBF ile iletişime geçerek WABC üyeliği için ilgili süreç başlatılır. Daha sonrasında üyelik işlemi gerçekleşip tarafınıza FIBA Coach Lisansı verilmektedir. Kişisel deneyimimle şunları ekleyebilirim.
  • Bilgiye ulaşmanın yanısıra, dünyanın farklı yerlerindeki koçlarla aynı zeminde buluşmayı sağlar.
  • Eğitim içerikleri sayesinde hem altyapı hem de üst yapı düzeyinde güncel konulara hakimiyet sağlar.
  • Koçluğun bir birlik olması için dayanışmayı arttır.
WABC üyeliğim, koçluk yolculuğumun bir rehberi de olmuştur. Basketbola küresel bakmamı, sadece kazanmak değil; öğretmeye ve geliştirmeye de odaklanmamı sağlamıştır.

Basketbolun evrensel dilini konuşan, gelişmeye açık her koça WABC ile tanışmayı önermeyi bir görev olarak görüyorum. WABC içeriklerine erişmek için lütfen bağlantıyı tıklayınız. 
spacer

19 Mayısın Ruhu ve Basketbolun Birleştirici Gücü

 19 Mayıs 1919, Atatürk'ün Samsun'a çıkarak bağımsızlık savaşını başlattığı gündür. Bu tarihi adım aynı zamanda gençliğe duyulan güvenin ve inancın ifadesidir. 

Atatürk, bu özel günü gençliğe armağan ederek, onları geleceğin güvencesi olarak görmüştür. İşte bu nedenle 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanmaktadır. 19 Mayıs gençliğin azmini gücünü ve kararlığını simgeler.

19 Mayıs ve Basketbol

Gençlik, Basketbol ve Halkın Buluşması

Atatürk, sporun karaktere, disipline, ruhsal gelişime katkısını çok iyi bildiği için bu özel günü gençlik ve spor bayramı olarak gelecek nesillere armağan etmiştir. Spor gençlere bir yaşam öğretisidir. Ter döktükleri her idman, her eforları; bireyin kendini geliştirme ve sorumluluk alması anlamına gelmektedir.

Basketbol, gençlerin hem fiziksel hem de zihinsel gelişimine katkı sağlar. Basketbol sahalarında yalnızca skor yapılmaz; oyun kurulur, hayat planlanır, savunma yapılır, hayat duruşu öğrenilir, pas verilerek paylaşmanın önemi öğrenilir, yılmadan yeniden başlama iradesi geliştirilir. 

Basketbol; düşünme, karar verme, takım olma ve disiplin gibi temel değerleri gençlere aktarma konusunda onlara karakter kazandırmak gibi kusursuz bir iş yapar. 

Basketbol Camiası 19 Mayısın İzindedir

Biz basketbol camiasındaki emekçiler olarak, Atatürk'ün gösterdiği geleceği her 19 Mayısta yeniden yaşıyoruz. Basketbol topunun olduğu her parkta, sokakta ve salonda mücadele ve dayanışma ruhunu yaşıyoruz.

Parkelerde yalnızca pota yoktur. Umut, hedef ve sorumluluklar vardır ve gençlik bunu inşa etmektedir. 19 Mayısta sokakta mahalle aralarında basketbol oynayan her maçta, okul bahçelerinde dönen her turnuvada, profesyonel alandaki her müsabakada gençlerin emanete sahip çıktığını göstermektedir.

Bu bilinç her 19 Mayısta basketbolun birleştirici gücünü ortaya koymaktadır. Gençlerle birlikte yürümeye devam ediyoruz.

Emekçi Basketbol İnsanı Olarak

Bu anlamlı günde basketbol emekçisi olarak 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını yürekten kutlarım.

İnanıyorum ki, basketbolu sadece bir spor değil; bir yaşam biçimi olarak gören gençler değerlerini sahada ve hayatın her alanında temsil etmeye devam edecektir.

Gelecekte parkelerde basketbol oynayacak gençlere sevgilerimle.
spacer

1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı ve Basketbol Emekçileri

 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı, dünya genelinde işçilerin hak mücadelesini ve emeğin değerini vurgulayan, toplumsal dayanışmanın simgesi haline gelmiş özel bir gündür. 

1 Mayıs aynı zamanda spor dünyasında emek veren herkesi kapsar. Basketbol emekçileri de bu çerçevede önemli bir yer tutar. Oyuncular, antrenörler, hakemler, saha görevlileri, sağlık personeli ve çalışan pek çok görünmeyen çalışan emeğin bir parçasıdır.

Basketbol Emekçileri

Basketbol Emekçilerine Tarihsel ve Felsefi Bakış

1 Mayıs, 19. yüzyılda daha insani çalışma koşulları, sekiz saatlik iş günü ve adil ücret talepleriyle başlayan işçi hareketlerinin sembolüdür. Basketbolsa özellikle 20. yüzyılın ortalarından itibaren profesyonel bir meslek haline gelmeye başlamıştır. Bu süreçte basketbolcular ve diğer spor emekçileri, haklarını savunmak adına sendikalaşmaya gitmiş, örgütlü mücadele yürütmüştür. Örneğin NBA oyuncuları 1950'li ve 60'lı yıllarda sendikal faaliyet başlatarak emek mücadelesinin önemli bir parçası olmuşlardı.

Türkiye'de de TÜBAD (Türkiye Basketbol Antrenörleri Derneği), BİDEV (Basketbol için Destek ve Eğitim Vakfı), Spor Emekçileri Sendikası, Profesyonel Basketbolcular Derneği basketbol alanında hak temelli faaliyetler yürüten önemli kurumlardır. Bu kuruluşlar, altyapıdan profesyonel seviyeye kadar spor emekçilerinin çalışma koşullarını iyileştirmeyi ve emeğin değerini görünür kılmayı hedeflemektedir.

Basketbol Sektörünün Görünmeyen Emekçileri

Basketbol yalnızca yıldız oyuncularla sınırlı değildir. Her maçın perde arkasında görev yapan saha temizleyicileri, sağlık ekipleri, bilet satıcıları, güvenlik görevlileri ve altyapı antrenörleri gibi birçok kişi, basketbolun sürdürülebilirliğini sağlar. 1 Mayıs, bu görünmeyen emekçilerin de değerinin bilinmesi gerektiğini hatırlatır.

Basketbol, bireysel yeteneklerin öne çıktığı bir spor gibi görünse de, gerçekte ekip çalışmasına ve ortak emeğe dayanır. Başarı; oyuncular, koçlar, kondüsyonerler, sağlık çalışanları ve tüm destek personelinin ortak çabasının ürünüdür. Bu anlamda Karl Marx'ın emek-değer teorisi, basketbolun üretim ilişikileri içinde nasıl bir emek sürecinde dayandığını açıklar.

1 Mayıs'ın özünde yer alan dayanışma, eşitlik ve ortak mücadele ilkeleri, basketbolun takım ruhuyla örtüşür. Altyapılarda görev yapan basketbol emekçileri genellikle düşük ücretler ve zor çalışma koşulları altında emek üretir. Bu da 1 Mayısın ruhuyla bütünleşen bir emek mücadelesini gündeme taşır.

Basketbol, Emek ve Toplumsal Dönüşüm

Basketbol, işçi sınıfı kökenli genç basketbolcu adayları için bir çıkış yolu olabilir. Ancak bu bireysel başarılar, daha geniş bir toplumsal dönüşümle birleşmediğinde sınırlı kalır. 1 Mayısın felsefi özü, emeğin yalnızca kişisel kazanç aracı değil, aynı zamanda toplumu dönüştürücü bir güç olduğunu savunur. Bu bağlamda basketbol emekçileri, sporun toplumsal etkisini arttırarak bu felsefeye katkı sunabilir.

1 Mayıs, basketbol camiasındaki tüm emekçilerin de bayramıdır. Tarihsel ve felsefi olarak emeğin mücadelesi ve dayanışma etrafında şekillenen bu özel gün, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda hatırlatma ve değer verme günüdür. Basketbol, sadece bir spor değil; aynı zamanda emek, mücadele ve dayanışma alanıdır.

Tüm basketbol emekçilerinin 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı kutlu olsun.
spacer

Kocaeli Basketbolunun Öncü İsmi | Güngör Yıldırım

 Basketbol kariyerime ilkokul takımına alınarak başladım. Okul maçlarında Güngör Yıldırım'ın yaptığı taramaların birinde onun dikkatini çektim. Böylelikle kendimi bir anda kulüp oyuncusu olarak buldum. Eğer basketbolda bir yerlere geldiysem, bunun sebebi tamamen Güngör Yıldırım'ın beni keşfetmesi ve ondan aldığım basketbol eğitimidir.

Güngör Yıldırım

Basketbol Kariyerimin Başlangıcı: Güngör Yıldırım'la Tanışma

Bir okul maçımız bittiğinde, öğretmenimizden izin alarak bir abi grubumuza doğru yaklaştı. İçlerinde benim de bulunduğum bazı arkadaşların adını alarak bizleri İzmit DSİ spor kulübünün altyapısına katılmamız için deneme antrenmanlarına davet etti. O dönemde deneme antrenmanları bir idman değildi, bir süreçte içinde devam ediyordu.

Güngür Yıldırım'la tanıştığım ilk an buydu. Aslında tam bir tanışma değildi. Ancak bizi ciddiye alması, bizimle konuşurken tercih ettiği sözcükleri, jest ve mimikleri beni gerçekten çok etkilemişti. Daha önce çocukları bu derece önemseyen biriyle karşılaşmamıştım. Sadece öğretmenim bizi ciddiye alıyor diye düşünmüştüm. 

İlk antrenmandan önce sıraya girdik ve Güngör abiyle yeniden tanıştık. "Basketbolda ilerdeki beklentiniz nedir?" diye sordu. Ondan o kadar çok etkilenmiştim ki, "sizin gibi basketbol öğretmeni olmak isterim" dedim. O büyüleyici etkinin sonucu olsa gerek bugün bir basketbol koçuyum. Böylelikle Güngör Yıldırım'la aramda oluşacak kuvvetli bir bağın temelleri atılmış oldu.

Güngör Yıldırım'ın Antrenman Yaklaşımı

Güngör Yıldırım'ın en önemli özelliklerinden biri, oyuncuların bireysel gelişimine verdiği büyük önemdir. Antrenmanlarıyla oyuncuların teknik becerilerini en üst düzeye çıkarırken, aynı zamanda mental dayanıklılıklarını ve liderlik özelliklerini geliştirir.

Özellikle dribling esnasında rakibini yenme becerilerini kazandırma şekli muazzamdır. Ayrıcı; dribling becerisi, pas ve şut tekniğini geliştirme konusunda mükemmel bir koçtur.

Güngör Yıldırım, sadece bir basketbol antrenörü değil, yanı zamanda benim akademik kariyerim ve basketbol yolculuğumda büyük bir rol modeldir. Beyefendi, kibar, saygılı ve dürüst bir insandır. Onunla geçirdiğim zaman, sadece basketbol değil, aynı zamanda hayata dair değerler kazanmamı sağladı. Bu sebeple, koçluk kariyeri üzerimdeki etkisine teşekkür ederim.

Güngör Yıldırım, basketbolu sadece basketbol olarak görmemekte, aynı zamanda sporun gençler için önemli bir eğitim aracı olduğuna inanmaktadır. Kocaeli'nde gençlere basketbol sevgisini aşılamakta, basketbolun yaygınlaşması için çalışmaktadır.  Basketbolun sadece fiziksel değil, zihinsel gelişime katkı sağladığının farkındadır. Güngör Yıldırım basket dersi verdiği oyuncularına bu bilinçle yaklaşmaktadır.

Güngör Yıldırım'la Basketbol Kariyerinize Yön Verebilirsiniz

Eğer Kocaeli'nde basketbol eğitimi almak ve profesyonel bir yolculuk yapmak isteyen genç basketbolcu adayı varsa, Güngör Yıldırım'la çalışmak onlar için büyük bir fırsat olacaktır. Onun bilgi ve deneyimlerinden faydalanarak, basketbol kariyerlerini üst seviyeye taşıyabilirler.

Güngör Yıldırım'ın oyuncularına yaklaşımı ve basketbol konusundaki bilgisi onu Kocaeli basketbolunun öncü ismi yaptığına inanıyorum.

Benim basketbol yolculuğumda Güngör Yıldırım'ın etkisi tartışılmaz bir gerçektir. Hem oyuncu hem koç olarak bana kattığı değerler, bugün bir koç olarak sahada olmamı sağlayan en büyük faktörlerden biridir.

Güngör Yıldırım, sadece basketbolun değil, hayatın her alanında izlenmesi gereken bir rol modeldir. Şimdilerde, Kocaeli basketbolunda genç basketbolcu adaylarının gelişimi için çalışmalarını sürdürmeye devam etmektedir.  Kocaeli'de yaşayan ve basketbola gönül vermiş her oyuncunun kendisinden öğreneceği basketbol dersi paha biçilmezdir.

Umarım bir gün, Güngör Yıldırım ile basketbol sahasında aynı ekipte yeniden yer alırım. O an benim için ölümsüz olacaktır. Hala sıkı iletişim içinde olduğum abilerim ve kardeşlerimin bulunduğu bir sosyal medya grubunda sevgi ve saygıyla bir aradayız.

Bana kattığın değerler için bin kere teşekkür ederim Güngör abi.
spacer

İTÜ U16A Basketbol Takımı Final Grubunda

 İTÜ U16 basketbol takımı, TBF İstanbul yerel liglerinde ilk tur grup maçlarından sonra final grubuna yükseldi. Final grubuna çıkma başarısı, oyuncular ve teknik ekibin büyük bir özverisi sonucunda geldi.

İTÜ U16 takımı final grubunda aynı zamanda U16B takımıyla da yer alma başarısı gösterdi. İTÜ spor kulübünün her iki U16 takımının final grubuna çıkması, İTÜ spor kulübü için gurur kaynağı olmuştur.

İTÜ U16A takımının hedefi #yukselmesezonu olarak devam etmektedir. Ancak final grubuna yükselen er iki takım da Seri A ligine yükselmek için önemli adımlar atmayı hedeflemektedir.

İTÜ U16A Final Grubunda

Final Grubu Güçlü Rakiplerden Oluştu

İTÜ 16A basketbol takımı final grubunda çok zorlu ve tecrübeli rakiplerle mücadele edecek. Final grubunda yer alan takımlar arasında; İTÜ U16B, İstanbul Efendileri, İstanbul Basket, PETNA, ve Mimar Sinan Koleji gibi güçlü rakipler yer almaktadır.

İstanbul Efendileriİstanbul BasketİTÜ(B)
PETNAMSK İTÜ(A)

Bu takımlar arasında en dikkat çeken takımlar geçen yıl İstanbul 5.si olan İstanbul Efendileri, kadrosunu Galatasaray'dan aldığı oyuncularla güçlendiren Mimar Sinan Koleji, yatırımlarıyla göz önünde olan İstanbul Basket yer almaktadır. Ancak İTÜ U16A basketbol takımının son dönemdeki formunun düzeyi, rakipleri karşısında iddialı bir durumda olduğunu göstermektedir.

İTÜ U16A takımı final grubunda üst sıralarda yer alabilmek için mücadele edecek. Özellikle Seri A ligine yükselme yolunda Seri B Avrupa Final A grubunu lider bitirmek için çetin bir yarışta olacak. Bu süreçte, İTÜ U16A genç basketbolcu adayları için büyük bir tecrübe kazanma fırsat doğarken, aynı zamanda #yukselmesezonu hedefine ulaşmak için İTÜ U16A takımı kritik bir dönemden geçecek.

İTÜ U16A Formda Bekliyor

İTÜ U16A takımı, sezon boyunca inişli-çıkışlı performanslar sergilese de, takımı toparlanma sürecine koymayı başardım. Takım şu anda moral açıdan güçlü, genç basketbolcu adaylarım bireysel ve oyun bilgisi adına önemli bir gelişim kazandı. Bu süreç takımın son haftalardaki performansıyla kendini gösterdi. Takım içerisinde oyuncuların kazandığı derinlik ve güvenle mental ve stratejik derinliğini elde etmelerini sağladı. 

Maçlarda sergilenen oyunun yanı sıra, oyuncuların özgürlüklerini etkili bir biçimde kullanmaya başladıkları görülmeye başladı. Bu durum genç basketbolcu adaylar için son derece önemli bir faktör olmaktadır. Hem hücum hem de savunmadaki etkili yapısıyla grubun favori takımları arasında olarak görülüyor.

Gelecek Yılın Hedefi

Final grubunda yer alan İTÜ U16A takımı, güçlü rakipleriyle zorlu bir mücadeleye girerken, takımın gelişimi ve performans düzeyi dikkat çekiyor. Oyuncuların her anlamda gelişimleri takip edilerek onların sonraki seviyeye ulaşabilmeleri için gerekli tüm destek sağlanmaya çalışılıyor. 

Final grubu süreci sadece teknik anlamda değil, psikolojik olarak ta genç basketbolcu adayları üzerinde önemli bir eğitim olmaktadır.

İTÜ U16A basketbol takımının bu yılki performansı, sadece Seri A'ya yükselmek değil, aynı zamanda oyuncuların ve kulübün geleceği için bir kilometre taşı olarak görülüyor. İTÜ spor kulübünün vizyonu doğrultusunda U16A takımı hedefine ulaşma kararlılığını sürdürmektedir.

Amacımız genç basketbolcu adaylarımızın gelecek yıllarda yüksek hedeflerine ulaşmaları için onların potansiyelini ortaya çıkarmaktır.

Sezon sonunda Seri A'ya çıkmayı ümit ederek, basketbolla kalmanızı dilerim.
spacer

İTÜ Spor Külübü Basketbol Salonu | Geçmişin İzinde Bir Yolculuk

 Basketbol hayatımın önemli anlarından biri olan İTÜ Spor Kulübü spor salonuna attığım ilk adımda hissettiğim heyecanı, nostaljiyi ve gururu aktarmak istiyorum.

Kot eksi birden spor salonu girişine adımımı ilk attığımda sağ tarafımda yükselen ve kıvrılarak devam eden ahşap merdivenler dikkatimi çeken ilk şey oldu. Basketbol dünyasına açılan bu yol keşif duygumu harekete geçirdi. 

Ahşap merdivenlerin her basamağı basketbolun büyüleyici anlarını aralayan bir davet gibi içimi kıpır kıpır ediyordu.

Ahşap Merdivenler

Ahşap Merdivenler ve Gizemli Kapılar

İlk kata çıktığımda karşıma çıkan onlarca kapalı kapı, spor salonunun sır dolu dünyasına açılan gizemli pencereler olarak gözüme ilişti. Hangi kapının spor salonuna açıldığını anlayamadım. Belki bu kapıların ardında birer çalışma ofisi saklıydı.

Bu belirsizlikle merdivenleri ağır adımlarla tırmanmaya devam ettim. Spor salonunun bir üst katta olduğuna dair bir hisle ahşap merdivenlerden çıkmaya devam ettim. Ahşap merdivenleri tırmanışı bittiğinde, karşılaştığım manzarayla büyülendim.

Asma Katın Büyüsü

Asma kata çıkmıştım. Asma katta yer alan tribün, sahanın dört yanını kucaklıyordu. Tribünün ahşap desenleri 70'li yılların ruhunu yansıtıyordu. Bu atmosfer, İTÜ Spor Kulübü'nün efsanevi günlerini yeniden gözümde canlandırdı. 

Boş duran basketbol sahasında efsanelerin fısıltılarını duyabiliyordum. Gözlerimi kapattığımda, muhteşem günler yeniden hayat bularak her köşeden tarihi bir film şeridi gibi gözlerimin önünde akıyordu. 

Karşımda duran boş basketbol sahasında unutulmaz efsanelerin izlerini hala parkede taşıyordu. Zeki Tosun, İzzet Sürücü, Abdullah İnce, Kemal Erdenay, Necati Güler ve daha nice efsaneler.

İTÜ Spor Kulübünün salonu onların anılarıyla yaşamaya devam ediyordu. Onlara dair anlatılan hikayeler adeta salonun dört bir yanına kazılıydı.

Efsanelerin İzinde Koçluk Yapmak

İTÜ Spor Kulübü'ne ilk defa bu duygularla adımlarımı attım. Kalbimde böylece yeni bir heyecan filizlendi. Basketbolun efsanelerinin izlerini taşıyan İTÜ Spor Kulübü'nde bir koç olarak görev almak benim için büyük bir onurdur.

İTÜ Spor Kulübünde koç olmak benim için sadece bir iş değil, aynı zamanda geçmişin efsanevi anılarını geleceğe taşıma sorumluluğudur. Her antrenmanda, her maçta bu onuru ve gururu hissederek parkeye adım atıyorum.

Benim için koç pozisyonunda olmak aynı zamanda geçmişin izlerini de geleceğe taşımak anlamına geliyor. İTÜ Spor Kulübü'nde yetişecek genç basketbolcu adaylarına, bu efsane salonun ruhunu ve tarihini anlatmak benim için büyük bir gurur olmaktadır.

Geçmişten Geleceğe Basketbolun İzinde

İTÜ Spor Kulübü'nün salonuna attığım her adım, bana hem tarihi hatırlatıyor hem de geleceğe odaklanmamı sağlıyor. Ahşap merdivenlerde başlayan İTÜ Spor Kulübü yolculuğum; efsanelerin ruhunu, zorluklarla mücadeleyi ve basketbol tutkusunu ifade ediyor. Koç olarak bu mirası yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak benim için görev ve sorumluluktur.

Bu mirası yaşatarak genç basketbolcu adaylarına ilham olmaya gayret ediyorum. İTÜ Spor Kulübü'nün bir parçası olmak benim için tarif edilmez bir onur olarak hafızamda hep saklı kalacaktır.
spacer

Kemal Erdanay'ın İzinde: İTÜ U16 Final Gruplarında

 İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Spor Kulübü'nün U16 basketbol takımı, geçtiğimiz haftadaki başarıyla ismini bir kez daha duyurdu. U18 kategorisinde final grubuna katılmasının ardından, bu kez de U16 kategorisinde finale yükselerek İTÜ'nün efsanevi basketbol ruhunu yeniden canlandırdı. Bu başarı, sadece bir spor müsabakasının ötesinde, İTÜ'nün altyapıya verdiği önemi ve geleceğe yönelik vizyonunu gözler önüne serdi.

İTÜ U16

İTÜ'nün 4 Yıllık Altyapı Programı ve Hedefleri

İTÜ Spor Kulübü, 4 yıllık bir müfredat programı çerçevesinde U14, U16 ve U18 kategorilerinde İstanbul yerel liglerinde mücadele ederek, genç yetenekleri yetiştirmeyi ve A takımına beslemeyi hedefliyor. Bu programın temel amacı, İTÜ'nün geçmişte olduğu gibi Türk basketboluna damga vuran bir takım haline gelmesini sağlamak.

Efsane İTÜ ruhunu yeniden canlandırmak için bu camiada çalıştığım için kendimi şanslı hissediyorum. Umarım, İTÜ basketbolu efsane günlerine en yakın zamanda ulaşır.

Efsane Sloganın Yeniden Canlanması

İTÜ A takımının efsanevi sloganı olan "Bombalaki bombalaki bom bom bom, teknik teknik zım zım zım", U16 takımının başarısıyla birlikte yeniden tribünlerde yankılanmaya başlayacağının sinyallerini verdi. Bu slogan, sadece bir tezahürat değil, aynı zamanda İTÜ basketbolunun ruhunu ve mücadele azmini temsil ediyor.

Yenilmez armada İTÜ, şimdilerde efsane tezahüratının sesini çıkarmaya başladı. Büyük ustalardan öğrendiğim bu efsane slogan eşliğinde umarım A takımı onlarca oyuncu çıkartmayı başarırım.

BBİ Maçı ve Kemal Erdenay'ın Etkisi

Kemal Erdenay

U16 takımı, final grubuna katılma hakkı kazandığı maçta Beylikdüzü Basketbol İhtisas takımıyla karşı karşıya geldi. Bu önemli maçta, İTÜ'nün onursal başkanı ve efsane basketbolcu Kemal Erdenay'ın da tribünlerde yer alması, oyuncular için büyük bir motivasyon kaynağı oldu. Büyük usta Kemal Erdenay'ın devre arasında verdiği tüyolar, takımın maçı kazanmasında önemli bir rol oynadı.

Maçın son çeyreğine 10 sayı geriden başlayan İTÜ U16 takımı, "Hücum maç kazandırır, savunma şampiyonluk kazandırır" sözünü bir kez daha doğrulayarak müthiş bir geri dönüş yaptı. Oyuncuların sergilediği üstün savunma sayesinde rakip takımın sayıları kısıtlandı ve İTÜ, maçı 59-51'lik skorla kazanarak finale yükseldi.

Maçın ardından büyük usta Kemal Erdenay'ın soyunma odasını ziyaret ederek oyuncuları tebrik etmesi ve onlara önemli tavsiyelerde bulunması, genç basketbolcu adayları için unutulmaz bir an oldu. Büyük usta Kemal Erdenay, İTÜ A takımına yükselmek için neler yapmaları gerektiğini ve nasıl çalışmaları gerektiğini anlatarak, oyunculara yol gösterdi.

İTÜ Altyapısının Geleceği

İTÜ U16 takımının başarısı, altyapıda yetişen genç yeteneklere önem vermenin bir göstergesi oldu. İTÜ Spor Kulübü, bu başarıyı daha da büyütmek ve Türk basketbolunda önemli bir yer edinmek için çalışmalarını sürdürecek. İTÜ spor kulübünün amacı altyapısından yetiştirdiği genç basketbolcu adaylarının A takımı yükselmesi olarak rehber oluşturmaktadır.

İTÜ U16 basketbol takımının final grubuna yükselmesi, sportif bir başarının ötesinde, İTÜ'nün altyapıya verdiği önemi, genç yeteneklere olan inancını ve geleceğe yönelik vizyonunu ortaya koydu. Bu başarı, İTÜ'nün efsanevi basketbol ruhunu yeniden canlandırarak, Türk basketboluna yeni bir soluk getireceği umudunu taşıyor.

Gelecekte İTÜ'de yetişen yıldız oyuncularını yazmak ümidiyle basketbolla kalın.
spacer

BBA U16'nın Büyük Zaferi

 2024 yılı, İstanbul yerel lig kapsamında unutulmaz altyapı basketbol müsabakalarına sahne oluyor. Bu kapsamda, U16 Seri B Ligi’nde Darüşşafaka ve BBA arasında oynanan liderlik maçı, basketbol camiasında büyük bir heyecan yarattı. Maçın net favorisi olarak görülen Darüşşafaka karşısında BBA’nın aldığı galibiyet, altyapı basketbolu adına örnek teşkil edilecek bir performans olarak hafızalara kazındı.

BBA U16 Zaferi

Darüşşafaka’nın Deneyimi ve Potansiyeli

Darüşşafaka U16 takımı, 2011 doğumlu oyunculardan oluşan bir kadroya sahip. Ancak bu kadronun yaşça küçük olması, tecrübesizlik anlamına gelmiyor. Takım, aynı zamanda U14 Seri A Ligi’nde de yer alarak sezon boyunca kaliteli ve zorlu müsabakalar oynama fırsatı bulmuş durumda. Bu fırsat, oyuncuların saha içi deneyimlerini ve oyun temposunu önemli ölçüde artırmış.

Darüşşafaka’lı oyuncuların U14 Seri A’da kazandığı deneyim, fiziksel avantajdan ziyade teknik ve taktik bilgi birikimiyle sahaya yansıyor. Bu nedenle, grubun en iyi basketbol oynayan ekibi olarak dikkat çekmeleri ve U16 Seri B Ligi’nde net favori olarak görülmeleri şaşırtıcı değil.

BBA: Yılın Sürpriz Takımı

BBA, 2010 doğumlu oyunculardan oluşan bir takım olarak sahaya çıktı. Sezon başından bu yana oynadıkları basketbolla pek çok takımın canını yakacak potansiyeli ortaya koydular. Bu durum, daha önce takımımız İTÜ’yü geçmeleriyle de kanıtlanmıştı. Ancak, liderlik müsabakasında favori görülen Darüşşafaka’yı yenerek ortaya koydukları performans, onların büyük maçlara ne kadar hazır olduğunu gösterdi.

Grup birinciliği müsabakasında, BBA’nın ortaya koyduğu oyun disiplini ve kararlılığı, maçın kazananı değiştiren en önemli etken oldu. Maalesef bu unutulmaz müsabakayı canlı izleme fırsatım olmadı. Ancak, aldığım izlenimlere göre 2024 yılının altyapı basketbolunda galibiyetle sonuçlanan en iyi maçı olduğu kanaatindeyim.

Savunma: Şampiyonluğun Anahtarı

Basketbol, savunma ve hücum dengesini kurabilen takımların başarılı olduğu bir spordur. Bu müsabaka, savunmanın önemini bir kez daha ortaya koydu. BBA, maç boyu ortaya koyduğu sert ve disiplinli savunmayla rakibine kolay sayı imkânı tanımadı. Bu strateji, oyuncuların yüreklerini sahaya koyarak oynadıklarını gösteriyor.

Savunma, sadece bireysel yeteneklere değil, aynı zamanda takım bilincine ve ortak bir oyun planına dayanır. Bu maçta, “Hücum maç kazandırır, savunma şampiyonluk kazandırır” anlayışı bir kez daha kendini göstermiştir. BBA'nın şampiyon takım gibi savunma yapması büyük bir takdiri hak etmektedir.

Müsabakadan Çıkarılacak Dersler

Bu unutulmaz maç, sadece skor tablosuyla değil, aynı zamanda geleceğin basketbolcuları için verdiği derslerle de dikkat çekiyor:
  1. Maç Sahada Kazanılır: Favori olmak ya da kağıt üzerindeki avantajlar, sahaya çıkıldığında anlamını yitirir. BBA oyuncularının sahadaki kararlı ve azimli mücadelesi bunun en güzel kanıtıdır.
  2. Disiplin ve Takım Olma Bilinci: Sahada bireysel yeteneklerin ötesinde, takım çalışmasının ve ortak bir hedefe yönelik hareket etmenin ne kadar kritik olduğu bir kez daha görülmüştür.
  3. Azim ve Kararlılık: Zor maçlarda yılmadıkları ve her top için savaştıkları bu müsabakada, BBA oyuncuları bu özelliklerin önemini bir kez daha kanıtladı.
Bu maç, altyapı basketbolunun sadece geleceğin profesyonel oyuncularını yetiştirmekle kalmadığını, aynı zamanda sporun temel değerlerini öğrettiği bir alan olduğunu bir kez daha gösterdi. Özellikle Ender Koç ve ekibini, oyuncuları, destekleyen velileri ve perde arkasındaki tüm kahramanları yürekten kutlarım.

BBA’nın bu unutulmaz galibiyeti, altyapı basketbolunda savunmanın ve azmin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Dilerim, 2025 yılında da BBA benzer başarıları tekrar eder. 

İTÜ ve BBA'nın büyük bir final mücadelesinde karşılaşma şansının olması ümidiyle basketbolla kalın. 


Yukarıdaki kısa video, unutulmaz maçın sadece küçük bir kesiti ve penetrenin güzelliğini sunuyor.


spacer