OKULUMDA VOLEYBOL KADIN TAKIMI SEZONU AÇTI


okulum voleybol

OKULUM VOLEYBOLU İLK SERVİSİ ATTI

 22-23 Eğitim öğretim yılının okul sporları faaliyetleri kapsamında okulumun voleybol kadın takımı ildeki ilk müsabakasına 15 kişilik kadrosuyla sahaya çıktı.

Ara tatilde zamanlarını ayırıp antrenmanlara katılan okulumun kadın voleybolcuları maça çıkmak için hazırlıklarını da bir yandan sürdürdü. Geçen sezona nazaran daha hazır olan Kadın voleybol takımımızın il müsabakalarında birkaç tur atlamasını ve ilçe müsabakalarında da Play off oynamasını bekliyorum. Sporcu öğrencilerim de bu hedef doğrultusunda çalışmalarını sürdürmektedir.

OKULUMUN KADIN VOLEYBOLUNUN DEVAMLILIĞI

okulum voleybolu
Okulum kadın voleybol takımı 2015 yılından bu yana her yıl müsabakalara katılmaktadır. Bazı seneler il müsabakalarında olmasak da ilçe müsabakalarında mutlak vardık. Okul sporları olarak asıl amacımızın sporun bitleştirici gücünü kullanmak olmuştur. Antrenmanlarımızı da her yıl bu bakış açısı içerisinde yürütmüş olup, tüm sporcu öğrencilerimizden de katkı aldık. 

Kadın voleybol takımımızın bu devamlılığı içerisinde il müsabakalarında 3 tur ilerlediğimiz ve ilçe müsabakalarında da kazandığımız 3.lük derecemiz de vardır. Derece yapan yapmayan tüm sporcu öğrencilerim şu ana kadar amacımızı benimseyip ona göre hareket ettikleri için kendilerine teşekkür eder mezun olmuş olan öğrencilerime de başarılar dilerim.

Bugüne kadar okulumun voleybol takımının formasını giyen ve gelecekte anı hafızasına bizleri ekleyen sporcu öğrencilerim, eski erkek ve kadın takım voleybolcularımı da unutmadığımı buraya not ediyorum. Geçmişin bu seneki voleybol takımına esin olduğu bu sezonda kadın voleybolcularımın başarı hikayesi yazacağına inanıyorum.

OKULUM YENİ SEZONA NASIL BAŞLADI

Okulumda öğrencilerimle sabah ikinci ders saatinde toplandık, sezon ile ilgili ve okul sporlarında asıl olan şeyin yarışmanın öneminden söz ettik. Bizim için önemli olan noktaların anahtarlarını öğrencilerime aktardıktan sonra maç özelinde yapmak istediklerimizi kısaca toparlayıp kadın voleybol takımımla maçın oynanacağı salona hareket ettik.

Okulum Kasım voleybol takımıyla maçın oynanacağı salona vardığımızda bizden önceki maçın ilk setini birlikte seyrettik. Rakibimiz Büyükçekmece Özel Yönelim de geldikten sonra müsabakanın ön hazırlıklarını tamamlayıp lisans kontrollerinden sonra sahaya indik. 

Isınma periyoduna baktığımızda bir üstünlüğümüz görünmektedir. Bu güvenle okulum voleybolcu kızları oldukça iyi bir ısınma süreci geçirdiler. Oyuna her ne kadar çok hata yaparak başlasak da kısa sürede etkili oyunumuzu rakibimize kabul ettirdik. Okulumun kadın voleybol takımı çok ta zorlanmadan setleri kolaylıkla kazandılar. 

3-0 ile il müsabakalarında tur atlayan okulum kadın voleybol takımı, kaptan Derin'in liderliğinde rakibine şans vermedi. Okulum kadın voleybol takımında kaptan Derin'e ikinci sette Tuana ve üçüncü sette Yağmur katkı verince okulum kadın voleybol takımı 3-0'lık net bir sonuçla adını il müsabakalarında ikinci tura yazdırmış oldu.


  

 

spacer

ALTYAPIDAKİ ŞAMPİYON BASKETBOLCULAR | Kerem (21-22)

HA DOĞUŞ HA BASKETBOLCUM KEREM

basketbol takımım

Kerem kulübüm Küçükyalı Gelişim'in 21-22 Sezonunda U22 takımıyla Seri B 3.lüğü başarısı kazanmıştır. Takımın çok önemli guard oyuncularından biri olmasının yanı sıra Doğuş Balbay'ın şut stilinin bir kopyasına sahiptir.

Basketbol kariyerine Küçükyalı Gelişim Basketbol kulübünde başlamış ve üniversite sınavını şehir dışında kazanarak oyunculuk kariyerini noktalama kararı almıştır. Kariyerinin son yılında kazanmış olduğu İstanbul 3.lüğü kanımca kendisi için geç gelmiştir. Bu takım eğer pandeminin getirdiği engelin yanısıra bir ara salonsuz kalmasıyla da çok büyük yaralar aldı. Buna rağmen ayağa kalkıp başarıyı yakalamıştır. Basketbol takımımı ayağa kaldıran oyunculardan bir tanesi de Kerem olmuştur.

Sezondaki ligin seviyesine göre Kerem en iyi guardlardan biri olarak değerlendirilebilir. Bu basketbolcumun en zayıf yönü şut sokamıyor oluşuydu. İyi bir tekniği yoktu. Tıpkı Doğuş Balbay gibi bir tekniğe sahipti ve çok yüzdesiz şut atardı. Fakat yine Doğuş Balbay gibi çalışma azmine sahipti. Basketbol bilgisi çok iyi sayılırdı. Savunmamızda bizim bel kemiklerimizden biriydi. Topu çok iyi bir şekilde terse çevirmeyi başarabilen Kerem'in diğer belirgin özelliği de zorluk seviyesi nasıl bir basketbol maçı olursa olsun bu oyuncumun paint'e penetreleri çok etkiliydi.

Basketbol oyuncum Kerem yaptığı penetreler ile çok takımın canını yakmıştır. Bizim için de pek çok kriz anlarını çözen penetreleri mevcuttur. 

Çok konuşmaz, kendisine takılan olduğunda ki genelde bu şutundan dolayı olurdu. Çok olgunlukla karşılardı. Takımın kimyasını bilir ve buna göre davranırdı. Bu yüzden Kerem bu basketbol takımının ikinci kaptanıydı. 

Eğer Kerem bir şut atacaksa o kesinlikle ve kesinlikle atılması gerekirse atardı. Şut özelliğini bildiği için hiç kimse onu bu bağlamda tongaya düşüremezdi. Şut attığı zaman da genelde köşeden üçlük olurdu. Oyuncum Kerem'in buradan bulduğu isabetli üçlükler sayesinde bizim 2-3 galibiyet almamızı da sağlamıştır. 

Şayet oyuncumuz Kerem üçlüğünü hedefe isabet ettirmişse tüm takım hatta bizi tribünden destekleyen herkes muhteşem bir sevince boğulurdu. Kerem'in bize kattığı çok mutlu anlardır bu anlar. Bana ve basketbol takımıma bu mutlukları kazandırdığı için Kerem'e teşekkür etmek isterim.

basketbol oyuncularım
Özellikle savunmada oyuna yön verirdi. Takımın genel savunma prensiplerini anlar ve onu çok iyi uygulardı. Bundan dolayı basketbol yarı sahasındaki savunmamızdan bir açık oluşmazdı. Topu çok iyi götürürdü. Tam sahada gidebilir ve eli sıcak oyuncuyu bulabilirdi. Son yılında da çok başarılı no-look pasları vardı. Eğer basketbol kariyerini noktalamasaydı çok iyi bir EBBL oyuncusu olurdu.

Kariyerinin son senesinde okulunu ve basketbol antrenmanlarını bir arada yürüterek üniversite sınavını kazanmıştır. Çok çalışmanın örneklerinde birisi olan Kerem basketbolda kazanmış olduğu İstanbul derecesiyle de hayatına unutulmaz bir anı eklemiştir. Benim için de Kerem unutulmaz bir oyuncu olarak kalacaktır.

Seninle çalışmak çok keyifliydi teşekkürler çocuk. Hayatın bizi basketbol yada basketbolsuz bir daha karşılaştırmasını dilerim. Yolun ve bahtın açık olsun.
spacer

KULÜBÜM U16B BASKETBOL TAKIMI İYİ HOŞ AMA

BASKETBOLUMUZ YETMİYOR

Geçen gece kulübüm 16B basketbol takımı TBF İstanbul Altyapı C Ligindeki ikinci maçını oynadı. Oyunun son 5 dakikasına kadar başa baş geçen maçta oyunun sonunu oynayamayarak rakibi Basketbolun Yıldızlarını 51-70 kaybetti.

kulübüm basketbolu

Geçen maçımıza göre takımım çok daha iyiydi. ilk maçlarının acemiliği atılmıştı. Oyuna da iyi başladık. Sahada basketbol oynamaya çalışan kulübümün U16B takımı yine de bazı noktalarda hala heyecanlarına yenik düşüyordu.

Rakibimizin bize karşı oynaması gereken basketbol, çok hızlı hücum atmasıydı. Bizim de ana hedefimiz rakibin hızlı hücumlarını durdurabilmek olarak planlanmıştı. Ancak bizim adımıza hedefimize uzak bir görüntü içinde kaldık, bilhakis rakip takım da fastbreak ataklarını etkili yapınca oyun son periyoda kadar kafa kafaya gitmiş olsa da genelde oyun kontrolüne sahip olan takım Basketbolun Yıldızları oldu.

Momentumu değiştirmek için yaptığımız oyuncu değişiklikleri çok fazla sonuç vermedi. Bir kere zone savunmayı tercih eden kulübüm U16B oyuncuları, bir kere de baskı yapmayı denedi. Ancak yaptığımız bu momentum değişikliği hamleleri karşılık bulamadı. Bir de oyunun son 5 dakikasında oyuncularımda ciddi yorgunluk belirtileri oluşunca rotasyon darlığımız da mağlubiyete sebep oldu diyelim.

Kulübüm U16B takımı maça adam adama başladı ve oyunun yaklaşık %95'inde de yarı saha adam adama savunmayı tercih etti. Topu durdurma ve topsuz adamın pozisyonun funthemental becerilerinin oturmuş olduğu ancak up&down oyununa daha fazla ihtiyacımız olduğu net bir şekilde görüldü. 

Atletik becerilerimizi de geliştirerek gördüğümüz bu eksiklikleri gidererek bir dahaki maçlarda kulübüm genç basketbolcu adayları daha iyi basketbol oynayacaktır.

Basketbolun Yıldızlarını tebrik eder, oyuncularımın göstermiş olduğu mücadeleden dolayı da kendilerini kutlarım. Kulübüm U16B oyuncuları yapacağımız en önemli şey daha fazla funthemental çalışmak olmalıdır.
spacer

BİR ZAMANLAR OKULUM ÖĞRENCİLERİ | Şule

 KURTULUŞ PITSBULL ŞULE 

Okulum öğrencilerinin hepsinin yolları ve bahtları açık olsun. Ancak ben bu seride çalıştığım okulum öğrencilerinden söz etmek istiyorum. O kadar çok unutamadığım öğrencim var ki hepsini yazacağım günü sabırsızlıkla bekliyorum. Yakın zamanda mezun ettiğimiz ve kendisini çokça özlediğim Şule ile başlıyorum. 

okulum basketbolcularından

Kurtuluş Lisesinden mezun ettim kendisini, okuluma geldiği ilk günden mezun olduğu güne kadar birlikte o kadar çok şey paylaştık ki, anı defteri tutsaydım yüzlerce sayfada yer alacak sevgili öğrencim Şule. Sen sadece öğrencim değildin, sporcumdun, basketbolcumdun, sağ kolumdun ve tüm çaylak öğrencilerin kızım sandıklarıydın. Sanmak bir yana sen zaten benim kızımdın.

Daha dün gibi hatırlıyorum. Bir eylül günü olmasına rağmen yaz havası vardı. Güneş tepeme doğru ışığını ve ısısını hoş tenime vuruyordu. Okulumun bahçesinde bankta bu keyifle oturuyordum. Sanırsın sofistike dönemin bir keşişiydim. Acaba nasıl faaliyetler yapsam bu dönem diye de düşünmüyor değildim. Öğrencilerimin yıllarca unutamayacakları spor faaliyetlerini düşünüyordum. Bir de o sıralarda henüz sevgisini diğer iki kadın la paylaşmadığım en sevdiğim kadını düşünüyordum. O da mavi gözlü bir devdir deyip keseyim burada.
okulum pitsbull kadın takımı

Bu duygularla düşünceler ruhumu sarmışken yanında annesi olduğunu düşündüğüm bir kız okula bahçesinden içeri girdi ve emin adımlarla okula doğru yürüdüler. Yeni çaylaklarımızdan biriydi besbelli. Ta o zaman onu ilk gördüğümde bu kız çok iyi bir sporcudur dedim. Umarım basketbol oynuyordur ve kadın takımımıza girer diye bir dilekte bulundum. 

okulumdan şule
Gerçekten de Şule iyi bir sporcuydu, bir sporu yapmıyordu, birkaç spor branşıyla da ilgileniyordu, hepsinde de oldukça başarılıydı. Basketbol oynaması benim için özeldi çünkü basketbol ile ilgilenen her öğrencimi nedense özel tutuyorum. Bu benim basketbola olan aşkım ile ilgili sanırım. Şule atletik, kuvvetli, mücadele etmeyi seven geri adım atmayan ve mükemmel bir sorumluluğa sahip bir öğrenci-sporcuydu. Onunla ne yaparsam yapayım kesinlikle gözüm arkada kalmazdı, tuttuğunu koparacağını bilirdim. Disiplinli olduğu kadar akademik başarısı da okulumun üst seviyesi noktasındaydı.

Birlikte yapmak isteyip de yapamadığımız tek spor faaliyeti Korfbol oldu. Bir türlü yarışmaları takip edemedik ve her program yayınlandığında maçımız ya o gündü yetişemiyorduk yada bir gün öncesiydi. Bunu buraya özellikle yazıyorum çünkü eğer korfbol yarışmalarına gidebilseydik bence kesinlikle Okulum İstanbul Şampiyonluğuna uzanabilirdi. Her neyse şimdi korfboldan sorumlu kişi bulmuş ve telefonunu aldım ama Şulesiz bir sportif faaliyet olacağı için yazıyı yazarken biraz yüreğim buruk ama burada yarışacak öğrencilerim için de mutluyum.

Şule'nin akademik başarılarından burada söz etmek istemiyorum, benim konum spor ve basketbol olduğu için onun bu yönünden söz etmek istiyorum. Neler yaptı Şule? Karete, Basketbol, Futbol, Futsal, Atletizm, Korfbol ve bir sürü özel spor etkinlikleri. Canım kızım Şule bunların tamamında çok başarılıydı. Okuluma çokça madalya ve kupa kazandırdığını herhalde tahmin ediyorsunuz.

O mezun olduktan sonra, okulum biraz sessizleşti diyebilirim. Onu o kadar özledim ki okulumun ilk 1-2 ayında öğrencilerime sürekli Şule'yi çok özlüyorum keşke mezun olmasaydı diyordum. Şule kim diye soran yeni çaylaklarıma da Şule'yi tanıyan öğrenciler Ümit hocanın kızı diyorlardı. O zaman da şöyle bir ses geliyordu. "Eee her akşam evde görüyordur onu, neden özlüyor ki." Açıklamalar, açıklamalar geliyordu ardından.

okulumdan şuleMezun olacağı yıl Türkiye rekoruna sahip sınıflar arası 3x3 Karma Tek Pota Basketbol turnuvasına Ben ve 2 kız ki bunlardan biri Şule idi bir takım kurduk. Uzun süren ligin ardından play offlar turnuvayı takip etti. Sonunda 3. olmayı başardık birlikte. Okulumda o kadar iyi takımlar vardı, kulüp oyuncuları vs ama Şule'in büyük katkısıyla sonunda zafere ulaşmayı başardık. Şule ile ilgili herhalde en unutamayacağım faaliyette 3x3 Karma Pota Basketbol turnuvası olmuştur. Bu turnuvada çok anı biriktirdik değil mi kızım? 

Bu satırları okuduğunda 3x3 Karma Pota Basketbol turnuvasında yaşadığın o güzel anların gözünden canlandığından ve mutlu bir gülümsemeyle hatırladığından eminim sevgili Şule. İşte böyle güzel bir öğrencimdin sen.


Her neyse, güzel kızım, bal kızım biliyorum ki hayat sana hep iyi yüzünü gösterecek. Senin başarılı bir insan olacağından, hayata tutunacağından hiç şüphem yok. Birbirimizle bağımızı hiç koparmayacağımızı bilerek çok mutlu ve başarılı bir hayat geçirmeni dilerim.

Seni seven Ümit Hocan...
spacer

SENİ BASKETBOL TAKIMINA ALDIM - III

"Basketbol sahası dikdörtgen şeklindedir, sahada da yamuk, daire ve yarım daire gibi geometrik şekiller ile düz ve kesik çizgiler vardır. Bu şekillerin ve çizgilerin hem adı vardır hem de oyun kuralları için bir anlam ifade etmektedir."

seni basketbol takımına aldım

Yavaş yavaş basketbolun hayatımda ne kadar önemli bir yer edinmeye başladığını hissetmeye başlıyordum. Artık eskisi gibi her şey ve her zaman oynadığım oyunları oynamıyordum. Zaten oynadığım oyunların sonucu belliydi. Sürekli kaybeden bendim. Tüm oyunlarımda tabelada mağlubiyet yazıyordu. Ne beklenebilirdi benden sıkıcı, insanlarla ilişki kuramayan, sinik, kalabalıklar içerisinde sürekli saklanan biriydim. 

Söz konusu basketbol olduğunda ben bile kendimi tanımıyordum, oysa ben bile benimle arkadaş olmak istemezdim fakat basketbol hayatıma girdikten sonra bende bambaşka özellikler meydana geldi. Mesela artık gerçekten de yapmak istediğim anlamlı bir şey vardı. Basketbolu Zeynep Abla gibi oynayabilmek. Hem de kaybetmek ya da kazanmanın pek önemi yoktu, esas iş oynarken güzel tablo çizmekti. Tıpkı bir ressamın kalemiyle çizilmiş gibi güzel bir tablo. Benim esas önceliğim de bu olduğu için antrenmanlarda Melek öğretmeni can kulağıyla dinler onun yapmamızı istediği her hareketi ayrıntılarına kadar dikkat ederek yapmaya çalışırdım. Melek öğretmen afferin Elif dedikçe de daha çok gayret ederdim.

Antrenman düzenine gittikçe uyum sağlıyordum, her antrenmanda olduğu gibi bu antrenmana da erkenden gelip önce ablalarımı seyrederek onların nasıl çalıştığına bakarak neler öğrenebileceğime baktım. Öğreniyordum da.

Sonra antrenman sırası bize geliyordu. Antrenmanın başlama düdüğü çalana kadar, hem daha önce öğrendiklerimi hem de ablalardan kaptığım hareketleri çalışıyordum. Sonra düdük çalardı ve biz alkışlayarak basketbol sahasının ortasında bulunan dairede toplandık.  Melek öğretmen bugün bize çoğunlukta pas çalıştıracağını söyledi. Sahada en çok kullanacağımız pas olan Göğüs pasını anlatarak başladı.

“Çocuklar bugün pas konusunu işleyeceğiz. Pas bizim için çok önemli bir funthemental’dır. Funthemental sözü dünyanın her yerinde aynı anlamda kullanılır. Ben sizlere basketbolun diliyle hitap edeceğim. Sizler de basketbolun terminolojisini öğrenerek ilerde kendinizi daha çok geliştirebilirsiniz. Funthemental demek, basketbol sahasında yaptığımız beceriler olarak tanımlayabiliriz. İşte Pas ta bu becerilerden biridir. Pasın bizim için diğer bir önemi de paylaşma duygularının kazandırılmasıdır. Eğer biz bir takım olarak paylaşmaz yardımlaşmazsak o zaman bir aile olamayız. Bir aile olmayı başarabilirsek birimiz hepimiz için mücadele eder ve maçlarımızı birlikte kazanmanın gururunu, kaybettiğimizde de birlikte üzülüp birlikte nasıl daha iyisini yapabileceğimizi bulabilir.

Pas becerilerine bu gözle bakmalısınız. Bizim için paylaşmanın bir aracı olarak görülür. Zaten basketbol demek takım olmak demektir. Bir takım olacaksak öncelikle birbirimize bağlı, birbirimizi seven, birbirimize yardım eden, birlikte çalışmaktan başka bir şey yapmayacağız. Bazen sorunlarımız olacaktır da ama biz önümüze gelen her tür sorunu birlikte takım içerisinde bu duygularla çözeriz inanın bana sevgili basketbolcularım.

Buraya kadar anlamadığınız bir şey yoksa sizlere şimdi basketbolda pasın anlatacağım sonra da antrenmanımızın büyük bir kısmında da pas funthemental çalışarak çok tekrar yapacağız.

Pas bir basketbolcunun en çok kullandığı temel tekniklerden biridir. Pek çok çeşit pas var ama biz bugün Göğüs Pas’ını çalışacağız. Basketbol dilinde buna “Chest” pas adı da verilir. Ben antrenmanlarımızda her iki sözcüğü de kullanacağım siz de ne demek istediğimi anlayacaksınız Tamam mı?

Göğüs pası, en çok kullanılan pas çeşididir. İki elimizle topu yandan kavrıyoruz, baş parmaklarımızın uzantısı birleştiğinde ters V harfini oluşturacak, ki bunu parmağımızı zihnimizde uzatarak canlandıracağız, parmaklar gergin ve bir birinden açık, ayamız hariç topu kavrıyoruz, özellikle parmaklarla. Ayaklarımız omuz genişliğinde açık, dizlerimiz hafif bükülü ve top çenemizin altında gövdemden biraz uzaktadır. Gövdemiz de hafifçe öne bükülü olmalıdır.

Pası atmadan önce karnımdan çeneme doğru ters C harfi çizip kollarımızla uzanarak pasımızı atıyoruz. Top elimizi terk ederken ayalarımızın her ikisi de dışarıya doğru dönüyor, baş parmağımız yeri gösterecek, işaret parmağımız da hedefi yani pas atacağımız arkadaşımızın göğsünü, işte bunun için bu pasa göğüs pası diyoruz. Top hedefe yani arkadaşımıza gidene kadar da kollarımızı uzatıyoruz ve gergin bir şekilde bekliyoruz. Pasımız hedefe ulaştıktan sonra toparlanmanız gerekmektedir.

Burada şunlara dikkat etmenizi istiyorum;

  1. Paslar çok kuvvetli atılmalıdır.
  2. Pas atılırken sizlere söz ettiğim adımları sırayla yapmalısınız.
  3. Top yere paralel bir şekilde düz bir çizgide takım arkadaşınıza gitmelidir.
  4. Pasımızı iki el ile atmalıyız ve top iki el ile yakalanmalıdır.
  5. Pası atarken gövdemizle de öne doğru uzanmalıyız.
  6. Topun kuvvetli gelmesi bahane olmaksızın pası yakalayacak takım arkadaşı topu mutlaka yakalamalıdır.
  7. Pas isteyen oyuncunun mutlaka pası isteyecek noktayı göstermesi ve pası atacak oyuncunun da pası istenen hedefe atması gerekmektedir.

Şimdi sorusu olan var mı? Sorunuz yoksa hemen iki kişilik gruplar oluyorsunuz her grupta bir top  olsun. Sizler kurduğunuz gruplar ile bir takımsınız unutmayın. Düdüğümle karşılıklı chest pas yapacağız.”

Biz de saha boyunca karşılıklı yerleştik ve pas atmaya başladık. İnanılmaz bir şekilde paslarım güzel gidiyordu. Çok hızlı ve çabuk bir şekilde hedefine ulaşıyordu ama Selin’in pasları bana iyi gelmiyordu, içimden ona kızıyordum fakat Melek öğretmenin de söyledikleri bir taraftan kulağımda çınlıyordu bundan dolayı kendimi dizginliyordum. Onun daha iyi pas atması için paslarımı hem daha kuvvetli atmaya başladım hem de daha hızlı. Sonra arada bir de Selin’in  nasıl atması gerektiğini anladığım kadarıyla söylemeye başladım. Ve Selin de daha iyi paslar yapmaya başladı.

Antrenmanın geri kalan bölümünde de çok keyif aldım ve hiç bitsin istemedim, hatta son bölümde 2 kere yarışma yapıldı birinde ikinci oldum diğerinde de ben kazandım. Artık bir kaybeden değildim, her oyunda kaybeden ben oluyordum ama basketbolda kazanan ve kendine güvenmeyen ezik çocuk yoktu artık. Basketbol sahasındaki amatör oyuncu yerini geleceğin basketbolcu adayı Elif'e bırakmıştı artık.

Devamı gelecek...

spacer