ÖZEL SPORCULARLA SOSYAL SORUMLULUKLARIM

sosyal sorumluluklarım


 Özel Sporcu Kavramı

Sporu bir araç olarak kullanarak çeşitli sporları düzenli olarak yapan özel gereksinime ihtiyacı olan bireylere özel sporcu adı verilmektedir. 

Engel kavramını özellikle kullanmak istemiyoruz çünkü, asıl engel bireyin kendisi olduğunu düşünüyoruz. Bu bağlamda özel öğrenci, özel sporcu ve özel bireylerin okuduğu okullara da eğitim uygulama okulu, iş okulu yada iş merkezi adları kullanılmaktadır.

Özel bireylerle karşılaşmam aslında üniversitede oldu. İlkin Paralimpik Olimpiyatları ve bu gurubun derslerini görmemizle oldu. 

Bir gün Nejdet hocam sen basketbol ile çok haşır neşirsin İstanbul'a gitmeyi düşünüyorsan sana ön ayak olayım Özel Sporcular Federasyonu ile basketbolu kullanarak bir işbirliği yap dedi. O zaman sadece dinledim ve çok ta bana hitap etmiyordu. Çünkü sadece basketbolun kendisi aklımda vardı.

Nihayetinde beden eğitimi öğretmeni olarak Muş'un Varto ilçesinde 4 yılımı geçirdikten sonra basketbolun peşinden koşarak İstanbul'a geldim.

Şimdiye kadar nereye gittiysem basketbolu da oraya götürdüm. Her yerde kendimce bir basketbol kültürü oturtmaya çalıştım.

Özel Öğrencilerle İlk Tanışma

İstanbul'a gelmek için atama zamanı tüm okulları yazdım ve yıllar önce hocamın bana öneride bulunduğu şey ile kesişecektim. Kağıthane'de özel öğrencilere eğitim veren bir okula tayinim çıkmıştı.

Oryantasyonumdan sonra bu çocuklarla ilgili bir takım sportif faaliyetlerin varlığından söz edildi ve işler tarafıma devredildi. İlk yıl var olan işleri yaptım. Bunların tamamı bireysel sporlardaki faaliyetlerdi.

Dürüst olmak gerekirse ilk birkaç ay okulumda çalışmaktan oldukça zorlandım. Sürekli yürek burkuluyordu. Ne yapacağımı da bilemiyordum. Okulda konuyu ele almıştık ama içinde olunca duygular devreye girmiş ve elim kolum adeta bağlanmıştı.

Sonra ne oluyor diye uyandım ve işte o zaman bu çocuklar için bir şeyler yapmalıyım dedim. Her ne kadar özel sporcularımın durumu çok ağır olsa da kolları sıvadım ve bir basketbol takımı bile kurdum. İlk faaliyetimizde hiç maç kazanamadık ama çokça basket attık. 

Sonrasında önce Özel Sporcular Federasyonuyla iletişime geçtim geri dönüş olmadı. Bir gün Nejdet hocamın bana teklif ettiği sosyal sorumluluğu hatırladım. Kendisini aramadan önce Özel Olimpiyatlar Türkiye'nin web sitesini inceledim ve yanıt gelmeyeceğini düşünerek mail attım. Biraz bekleyecektim. Yanıt gelmezse Nejdet hocayı arayacak ve burada basketbolu özel sporcularla nasıl buluşturabilirim diye de fikrini alacaktım.

Yanıt çok gecikmedi daha sonra arkadaşlığımızın da güçleneceği Kerem telefon ile aradı. Yıl 2010 idi. İşte o zamandan beridir Özel Olimpiyatlar Türkiye ile söz konusu basketbol olduğunda sosyal sorumluluklarımı yerine getirmeye çalışıyorum.

Özel Sporcularımın Hikayesi

İşin daha da büyümesi yine canım basketbol sayesinde oldu. Kulübüme yakın bir iş okuluna tayin isteyerek oldu. Yeşilyurt-Yeşilköy yıllarım hem basketbol adına hem de özel sporcularım adına çok güzel zamanlardı.

Bir önceki okulum gibi değildi bu okulum. Hatta lise olarak görüyordum. Teneffüs oluyor, çocuklar bahçede dolaşıyor. İkili ilişkiler kuruyor falan.

Fakat sürekli bir şiddet ortamı da vardı. Gayet normaldi aslında gel gitleri olan çok özel öğrencimiz vardı. 

Okula tayin istemeden önce okul müdürüyle görüşmüştüm. Size gelmek istiyorum ancak özel öğrencilerimiz için projelerim var bunları yapacaksam gelirim diye. Müdürüm sağ olsun sen çalış biz seni destekleriz demişti. 

Cem ile tanışma

Özel sporcu olarak ilk tanıştığım kişi de Karma Pota Basketbol Takımı kaptanı Cem idi. O zamanlar şimdiki gibi değildi. Oldukça dağınıktı, sürekli kavga ederdi, derslerine düzenli devam etmezdi, sorumsuzdu. Onu hayata bağlayan birşey yoktu. 

Onda ilk fark ettiğim şey de basketbol oldu. Bir kursa gitmiş orada basketbolu çok sevmiş ve kurs kapanınca çok sevdiği basketboldan kopmuş. Tam bu sırada bingo dedim. Zaten ben sizi basketbol ile tanıştırmaya geldim dedim içimden mutlulukla.

Tüm sınıflara derse giriyordum. Dolayısıyla basketboldaki tecrübemi de düşünecek olursak, aday özel basketbolcuları seçmek hiç te zor olmadı. Takım kaptanı da aslında belliydi. Bu Cem'den başkası değildi.

Bir önceki okulumda öğrendim. Özel çocukların duygu ve düşünceleri vardır. Sadece bunu ifade etmekte zorlanıyorlar yada farklı bir şekilde gösteriyorlar. Biz sadece onları anlamaya çalışırsak hayat daha kolay olur.

Biliyordum. Basketbol Cem'i Cem yapacak diye. Öyle de oldu. Önce onunla konuştum. Okul basketbol takımı fikrinden söz ettim. Anladı. Sonra peşimi bırakmadı. Hep sordu. Hemen başlamak istiyordu. Çok arzuluydu.

Ona ilk sorumluluğunu verdim ve beklemeye başladım. İlk önce disiplin sorunlarını gidereceksin, derslerde örnek öğrenci olacaksın ve hiç kavga etmeyeceksin dedim. Yaptı.

İkinci sorumluluğunu da verdim. Gez dolaş okulu dedim. Basketbol takımına kimi alalım diye. Listem belliydi ama Cem'in sorumluğunu yapması için bekledim. Onu da mükkemmel bir şekilde başardı.

Sonunda yaklaşık 20 kişilik özel basketbolcum oldu. Çocukları haftada 2 gün okul bahçesinde çalıştırmaya başladım. Özel öğrencilerim hem fiziksel olarak gelişiyor, hem de basketbolun sihiri olsa gerek kazandıkları özgüvenle akademik olarak okulun en başarılı öğrencileri konumuna geliyorlardı.

Cem sadece basketbol takımının merkezinde değil okulun da nabzını tutuyordu. Bu bağlamda onun davranışları aslında okulun da nabzını tutabilirdi. Oldukça baskın bir karakterdir. Liderlik özelliği fazlasıyla vardır.  Onun için sürekli bir arkadaşını dövüyor olabilirdi. Beni dinlemedi delirdim vurdum derdi.

Şimdi düşünüyorum da çok iyi bir ekip kurmuşum. Ceza ve ödül yönetmeliği bile yapmışım. En ağır cezamız da antrenmanlara almamak. Basketbolu seviyorsanız davranışlarınıza dikkat edeceksiniz. 

Antrenmanlar ilerledikçe basketbola bağlılık ta arttı. Okulumda ilk biten şey ne oldu biliyor musunuz?

Fiziksel şiddet son buldu. Cem artık ne fiziksel şiddet uyguluyor ne de fiziksel şiddete izin veriyordu. Bununla birlikte hitap biçimi de gelişti. Kendini sözel çok net ifade ediyordu. Fiziksel görünümüne dikkat ediyordu.

Artık hem çok kibar konuşan bir çocuk vardı, hem de sözel ifadeleri mükemmel bir çocuk gelmişti. 

Okul kadın basketbol takımının kurulmasına dahi ön ayak oldu. Belki de Türkiye tarihinin Tek Özel Kadın takımını biz kurduk ve bizden başka da özel kadın takımı sonradan kuruldu mu onu da bilmiyorum.

Organizasyon yapma yeteneğini basketbol sayesinde keşfeden Cem şimdi organizasyon şirketinde çok başarılı bir iş hayatı sürdürmektedir. Eee güzel de konuşunca bir ekibi yönetince iş hayatında basketbolun sana kattığı değerleri de unutmazsın. Cem de basketbolun bu değerini çok iyi bilir. Sorarsanız anlatır da.

O kadar çok sportif başarımız ve faaliyetlerimiz var ki anlatsam bitmez. Şehir şehir anımız vardır.

Berke ile Tanışma

Basketbol takımımız kurulduktan 1 yıl sonra Berke okulumuza geldi. Berke'nin en önemli eksiliği iyi bir  çevresel ortamı görmemiş olmasıdır. Bu basketboldan sonra tamamen değişti. 

Biraz olsun Berke'yi serbest bıraktığınızda hemen olur olmadık bir davranışa yada ortama kayardı. Görev ve sorumluluğu neredeyse hiç yoktu. Şiddet eğilimi yoktu ancak olumlu tek bir davranışı da yoktu.

O dönemin sınıf öğretemeni ondan çok şikayetçilerdi. Hatta benim hala Berke üzerinde bir elim var. Zaman zaman kontrolden çıktığı bir anları oluyor. Hatta bir keresinde kafama koltuk fırlattı. Bana olan saygı ve sevgisi o kadar fazladır ki kontrolden çıktığında neyin ne olduğunu ayırt edemez.

Ancak Berke'yi ilk gördüğünüzde de şu gözünüze çarpar. Uzun boylu, yakışıklı, kibar bir çocuk görürsünüz. Onunla biraz zaman geçirdikten sonra özel birey olduğunu anlarsınız.

Berke'nin fiziksel durumunu görünce hemen basketbol takımına aldım. Arkadaşları da onu kabul etti. Kısa sürede takımın gerçek bir üyesi oldu. Ancak antrenmanlara gelmeme, görev ve sorumluluklarını yapmama halleri çok fazlaydı. Antrenmanlara katılma konusunda en çok cezayı alan özel sporcum Berke'dir. Bir keresinde 1 ay idmanlara almadım. 

Eğer bir özel basketbolcum ceza almışsa ve o sırada bir faaliyetimiz varsa, cezalı olan takım üyesi o etkinliğe katılamaz kuralı da vardı. Berke birçok sportif faaliyet bu bağlamda kaçırmıştır.

Çok sürmedi yarım dönemde Berke basketbolu özümsedi, sorumluluk almaya başladı. Derslerinde yükselişe geçti. Ancak en akademik olarak takımın en gerideki bireyiydi. Mental olarak en zayıf özel basketbolcum Berke idi.

Diğer zayıf yanı da çok çabuk ikna edilebilir olması. Bu da onun kolaylıkla kandırılmasını sağlardı. Basketbol eğitimiyle birlikte Berke bugün bunların çoğunun üstesinde gelebiliyor. Hala tek başına kaldığında sorunları aşmakta zorlansa da, hayatını normal bireylerin içerisinde bağımsız bir şekilde yürütebiliyor.

Özel Olimpiyatlar Türkiye bünyesinde Basketbol Avrupa sayı krallığını kazanan özel sporcumuzdur. Basketboldaki başarıları onun özgüveninin yerine gelmesini sağladığı için bugün bir ayakkabı firmasında çalışmaktadır. Uzun yıllardır bu iş yerindeki sürdürülebilirliği devam ediyor.

Nerden, nereye. Onun okul dışı eğitmenlerinden biri Berke asla bağımsız yaşayamaz demişti. Keşke şimdi onu Berke'yle tanıştırabilsem. Basketboldan öncesi ve sonrası diye.

Şimdi Berke ile oturup uzun sohbetler yapabilirsiniz. Çünkü ben basketbolu sadece maç kazanmak için götürmüyorum gittiğim her yere. Basketbolun özünü, sporun özünü, birleştirici gücünü kullanıyorum. 

Özel Olimpiyat Türkiye de tam olarak bunu yaptığı için sosyal sorumluluk olarak işbirliği yapıyorum. Özel gereksinim duyan bireyleri spor kanalıyla normal hayatta kendilerine yetmelerini sağlamak.

Akın ile Tanışma

Akın okul dışında tanıştığım özel sporcudur. Basketbol antrenörü bir arkadaşıma basketbol eğitimi almak için gitmiş Akın. Tabi arkadaşım da Akın'ın kaynaştırma programında zayıf olduğunu ancak benimle kendini bulabileceği kanısına varmış. 

Aradı kendisinden söz etti. Onu memnuniyetle aldım. Bir deneme sürecinden sonra takıma entegre ettik. 

Akın bana ilk geldiğinde Berke'den daha da zayıftı. Hala da mental olarak en zayıf özel basketbolcum. Çok dengesizdir. Bir anı bir anını tutamaz. Çok güzel konuşur. Davranışlarında çok tutarsızdır.

Akın ilk yılında antrenmanlara çok yarılı geldi. Neden mi? Tutarsız davranış ve sözlerinden dolayı tabi. Bir ona ne bakıyon ters ters diye posta koymuş, garibim Akın ne anlasın ters yanıta ters cevap ve ardından bir kamyon dayak yemiş.

Ergenlik diyelim demesine de, dayak yemeyi kesinlikle hak etmeyen bir çocuktur. Pırlanta gibidir. Ama sokaklar o kadar da güvenli değildir. Antrenmanlarımız içerisinde Akın'a kendini kontrol etmesi yetisi kazandırmaya çalıştım. 

Kendisini ifade ederken ne zaman nerede nasıl konuşması gerektiğini, hangi davranışlardan kaçınması gerektiğini de öğretmeye çalıştım.

Akın tam olarak hala davranışlarında olur olmaz hareketeler yapsa da bugün o da basketbolun gücünün yarattığı bir etkiyle kendi hayatını idame ettirmektedir.

Gene arada sırada şiddete maruz kalıyor ama bu vakalar ilk geldiğinde bu zamana kıyaslanacak olursa yüzde 1'e düştü diyebiliriz.

Kaybetmeyi kabullenip, kazandığında da rakibini tebrik etmeyi öğrenen Akın aslında Özel Olimpiyat Türkiye'nin de asıl amacını gösteren canlı örneklerinden biridir.

sosyal sorumluluklarım

Sonuç Olarak

Özel gereksinime ihtiyacı olan 3 özel basketbolcumu yazarken ilk aklıma gelenleri yazdım. Her 3 özel sporcumun da hayatlarını bağımsız bir şekilde idame ettirmeleri ve sosyal hayatta birlikte paylaşımda bulunmalarını basketbol sadece bir araç oldu.

Ben inanıyorum ki Türkiye'de yüzlerce Cem, yüzlerce Berke, yüzlerce Akın var. Sadece onlara kazanama şansı verelim, kazanamasalara bile çabalarında  onlara cesur olma fırsatı sunalım.

Ben de onlardan şunu öğrendim. Zaman usta gibi kafama vura vura öğrettiler. SABIR.

Kazandığımız sayısız ulusal başarı, katıldığımız bir sürü ulusal faaliyet var. Kupalarımızı anlatmak ayrıntı kalıyor. Şimdi elde ettiklerinin yanında. Bağımsız birey hayatta kendilerini ifade ediyorlar.

En büyük engel bizim kendi kafamızdaki engeldir.

Hayat birlikte oyun birlikte

spacer

OKULUM ERKEK FUTBOL TAKIMI ELEME TURU YARIFİNALİ

Futbol erkek

Okulum Erkek Futbol Takımı Rayda

Okul sporları faaliyetleri kapsamında başlayan mahalli liglerde okulum erkek futbol takımı eleme turunu bir bir geçerek yarı finale kadar gelmeyi başardı.

Okulum erkek futbol takımı geçen yılın aksine çok daha iyi bir kadro kurarak futbol sahasında karakterini ortaya koyuyor. Bunun paralelinde çeyrek finali 5-0'lık net bir skor ile geçen okulum erkek futbolcuları final vizesi için maç gününe geldi.

Hava şartlarının olumsuzluğu, yağışın olması her ne kadar Ümit hocayı memnun etmese de futbolcu öğrencilerimin arzusu memnuniyetsizliğime ket vurdu.

Müsabakanın her şeyden önce sportmence sonlanacağından emin olarak sabah erkenden kafilemiz toplandı ve toplu ulaşım araçlarıyla Yedikule Namık Sevik stadına doğru hareket etti.

Okulum futbol erkek


Maç Öncesi Hazırlık

Takım kasvetli bir sabahta tüm öğrencilerden önce okul bahçesinde hazır bulundu. Daha güneş doğmadan öğrencilerimin kenetlenmesi takımımız adına önemli bir pozitif puan olarak değerlendirdim.

Spor malzemelerimiz, formalarımız, yedekler kulübesi için malzemelerimizi de topladık. Maç öncesi toplantıda takım kaptanı Enes her şeyden önce sportmence yarışmanın önemi vurgulaması gurur verici bir açıklama oldu.

Maç Nasıldı?

Oyuna santra vuruşunu rakibimiz Sultangazi Nuri Pakdil AL başladı.

Maçın genelinde okulum erkek futbolcuları oldukça etkiliydi. İlk yarıyı tek kale oynadı. Ancak gol bulmaması.

Kalecimiz Fatih, kaptan Bali ve Dilaver kardeşlerin çok iyi oyunuyla golü ha bulduk ha bulacak olduk.

İkinci devrenin ortalarına doğru Fatih Arda oyundan düşünce maç dengelendi.

Artık penaltı atışlarına hazırlandığımız sırada 90+3’te frikik golüne engel olamayarak okul sporları mahalli liginde grubumuzda yarı finalde elenmiş olduk.

Sporcu futbolcu öğrencilerimin gösterdiği sportmence yarışmadan dolayı kendilerini kutlarım.
spacer

OKULUM ERKEK BASKETBOLU SON TOPTA KAYBETTİ:32-33

Okulum erkek basketbolu

Okulum Erkek Basketbolu


Son yıllarım en zayıf basketbol takımıma sahip olan okulum erkek basketbolcuları okulsporları faaliyeti kapsamında ilde 2 tur ilerledi.


Kendimizden oldukça üstün olan bir takımla oynadık Bahçelievler Cumhuriyet AL. Ancak oyun stratejimize basketbolcularım sadık kalınca skor olarak okulum erkek basketbolu önde gitti.

Okulum erkek basketbolcuları oyun planımızın neredeyse tamamına sadık kalmaya devam edince sahada basketbol olarak ta üstün kaldık ve bizden güçlü rakibimizi çaresiz bıraktık.

Devreye girildiğinizden de 10 sayılık üstünlüğümüz vardı. Özgür, Cemal ve Maşallah’ın muhteşem oyunuyla da takımımız galibiyete gidiyordu.

Rehavetin verdiği gevşemeyle önce büyük İTÜ’lü oyun planındaki stratejiden koptu. Sonra da Even’in strateji dışına çıkmasıyla, rakip bu zaafiyetimizi değerlendirip maçı berabere getirdi.

Son 10sn’de berabere olan maçta okulum erkek basketbolcularından Eren 0/2 serbest atış attı. Molada kesinlikle faul yapmayın dememize rağmen Ömerin rakibine faul yapması sonucu rakip basketbolcu 1/2 atarak skoru 32-33’e getirdi.

Maçın birimine 1sn kala bulduğumuz şut girmeyince okulum erkek basketbol takımı okul sporları mahali liginde 2. Turda veda etmiş oldu.

Sportmence yarışmalarından dolayı basketbol erkek takımımı ve gösterdikleri muhteşem performanstan dolayı Cemal, Özgür ve Maşallah’ı bir kere daha tebrik ederim.

Yarın yeni bir gün çocuklar. Ayağa kalkın ve çok çalışın.


Maçtan Kesitler








spacer

Çocuklar Neden Basketbola Başlamalı?

Çocuklar basketbola başlamalıdır. Basketbol eğitimi alan çocuklar bazı avantajlara sahip olur. Bu yazıda çocuklar neden basketbola başlamalı sorunusun yanıtlamaya çalışacağım.


basketbol eğitimi

Basketbol Oynamanın Faydaları

Basketbol oynayan çoçuklar sağlıklı yaşam alışkanlığı kazanır. Ancak basketbola özgü olan teknik ve taktik beceriler branşlaşma evresinde kazanılabilir.

Salon sporu olan basketbolun özelliklerinden biri temiz bir ortamdır. Kapalı alanda uygun sağlık koşulları arasında spor yapmak aranan bir şeydir. Dolayısıyla tüm yıl boyunca aynı ortam sağlanacağından çocuğunuzun basketbola başlaması istenebilir.

Basketbol Bir Oyundan Ötesidir

Çocuklar basketbola başladıktan sonra sadece oyunla ilgili temel teknik becerileri kazanmaz. Basketbol çocuklara hayatı öğretmektedir. Basketbol hayatın kendisidir.

Çocuklar neden basketbola başlamalı deyince şunlar söylenebilir. Kaybetmeyi, kazanmayı, saygı duymayı, iş birliği yapmayı, güveni, adil yarışmayı vb pek çok erdemi basketbolun özü gereği öğrenecektir. Bundan dolayı çocuklar basketbola başlamalıdır.

Çocuklar neden basketbola başlamalı? Şimdi basketbolun sihrini birlikte okuyama başlayalım.

Eğlenlenmek

Spor okulunda basketbola başlayan çocuklar için temel amaç eğlenmektir. Ebeveynlerin çoğu çocuklarının profesyonel basketbolcu olmasını ister. Bir koç kuvvetli bir takım kurmayı düşünür. Oysa spor okullarında basketbola başlayan çocukların düşüncesi eğlenmektir.

Basketbola başlayan çocukların rekabetçi olmasının elbette değeri vardır. Ancak çocukların basketbola başladığı ilk yıllarda basketbolu eğlenerek oynamasını isteriz. Böylece ilerde basketbol oyununda rol almak isterse performans sporcusu olabilir.

Basketbola başlayan çoçuklar spor okullarında eğlenmekten daha çok strese maruz kalmadı istenen bir durum değildir. Basketbola başlayan çocukların ebeveynleri basketbola başlamanın amacını gözden kaçırırmamalıdor. Koçlar ve aileler basketbola ilk defa başlayan çocuklarda buna dikkat etmelidir.

Basketbola başlayan çocuklarda antrenmanlar eğlenceli drilleri içermelidir. Basketbol oynayan çocukların uzun süre idmanlara devam etmelerini sağlayacak şekilde antrenmanlar tasarlanmalıdır. Çocuklar antrenman zamanlarını dört gözle beklemelidir.

Sosyalleşmek

Basketbola başlayan çocuklar yeni insanlarla tanışır. Uzun süreli arkadaşlıklar kuracakları sosyal çevreleri bulur.

Akıllı cihazların günümüz çocuklarının üzerindeki etkiyi düşünelim. Günümüzde basketbola başlayan çocuklar için yüz yüze sosyalleşmek  ve uzun süreli arkadaşlık kurmanın bir yolu çocukların basketbola başlaması olarak görülebilir.

Çocuklar spor okullarında basketbol eğitimi alır. Basketbol ona gelecekte ilişki kurma ve ilişkilerini sürdürme yeteneğini kazandırır. Basketbola başlayan çocuklar hayatın her alanında ihtiyaç duyacağı bir beceri kazanır. Çocukların spor okullarında basketbola başlamasının iyi bir nedeni sosyalleşmesini sağlamak olabilir.

Takım Çalışması

Basketbola başlayan çocuklar bir takımın üyesi olur. Basketbola başlayan çocuklar; takımda nasıl davranılır, koça nasıl davranılır ve ilişkilerin nasıl kurulacağını öğrenirler.

Basketbola başlayan çocukların eğitimi ilerledikçe rekabetçi bir konuma gelirler. Maçlar yapıldıkça, çocuklar da takımdaki konumlarını öğrenirler. Mesela;
  1. Gelişmesi gereken bir lider mi olacak?
  2. Takımını destekleyen yedek oyuncu mu olacak?
  3. Sınırlarını bilen ve buna göre çaba sarf edecek bir oyuncu mu olacak?
Basketbol takımıyla birlikte çalışmak ve takım içerisinde rol bulmak spor ötesi bir kavramdır. Bu becerileri küçük yaşlarda öğrenmek basketbola başlayan çocuk için hayatının sonraki dönemlerinde onda olumlu bir etki bırakacaktır.

Basketbol Hedef Belirlemeyi Öğretir

Hayat ve basketbol birbirlerine çok benzemektedir. Basketbola başlayan çocukların ortak bir amaç için hareket etmesi onların gelişimi üzerinde olumlu bir etki bırakacaktır. Basketbol, çocukları bir amaç için toplar. Bu nedenle çocuklar basketbola başlamalıdır.

Basketbola başlayan çocuklara spor okulları hedef belirleme konusunda ilham perisi olabilir. Takımın hedefine ulaşmak için çocuklar basketbol eğitimine devam etmek ister.

Aktif Bir Yaşam Kazandırır

Çocuklar aktif bir yaşam alışkanlığı kazanırsa, hayatlarının geri kalan kısmında basketbol bu alışkanlıkların sürdürülmesine yardım eder. Çocukların hareket etmelerinin önemini herhalde bilmeyen ebeveyn yoktur.

Basketbola başlayan çocukların spor salonlarında ekrandan koparak hareket etmeleri için öneririm.

Başarısızlığı Yaşar

Başarısız olmak sporda kaçınılmaz bir durumdur. Basketbola başlayan her çocuk başarısızlığı yaşayacaktır. Başarısızlıkla başa çıkmak kimisi için zor olabilir.

Başarısızlık hayatın hiçbir alanında önlenebilecek bir şey değildir. Spor okullarındaki eğlenceli oyunlar ve drillerle çocuklar kontrolün olduğu bir ortamda kaybetmeyi öğrenecekler. Böylece başarısız olduklarında yapmaları gereken şeyleri öğrenecektir. 

Basketbol maçında boş bir turnikeyi kaçırdıkları zaman, bahane mi üretecekler yoksa savunmaya dönmeyi mi seçecekler. İşte bu tercih basketbola başlayan oyuncuların başarısızlıkla mücadele etmesini öğretecektir.
 
Hayatımızın çoğunda başarısızlığa karşı nasıl tepki verdiğimizle bakılır. Basketbola başlayan çocuklarda bu gelişim sağlanır.

Başarı Tadar

Basketbola başlayan çocuklar spor okulunda kazanmanın keyfini yaşar. Kazandıkları bir oyundan sonra çocukların davranışları onların nasıl sevinmeleri gerektiğini öğretecektir. Aşırı sevinmeden kaybedeni tebrik etmeyi öğreneceklerdir.

Basketbola başlayan çocuklar sportmenliği öğrenecektir. Çünkü sportmenlik basketbolda çok büyük bir erdemdir. Sportmence kazanmak yaşam boyu geçerliliğini koruyan bir beceridir.

Çocuklar Basketbolda Tutkularını Bulabilirler

Basketbola başlayan her çocuk basketbola aşık olmayacaktır. Çocuklar basketbol oynamayı bırakabilir. Bazı çocuklar için basketbol bir tutku olacaktır. Basketbola aşık olmak ilerde sevdikleri işi yapmalarının temellerini atar.

Çocukların erken yaşta basketbola başlamaları bir iş yaptıklarında onlara hevesli olmalarına yardım eder.

Basketbola Başlayan Çocuklar Kendine Saygıyı Öğrenir

Basketbola başlayan çocuklar gelişir. Basketbol çocukların gelişimi için birçok fırsatlar sunar. Başarılı olmak, bir takımın parçası olmak, güven, benlik saygısı ve hedeflere ulaşma inancı aşılar.

Basketbola başlayan çocuklar spor okullarında bağımsızlık duygusunu yaşar. Takım arkadaşları ve koçlardan gelecek olumlu dönütlerle potansiyellerini aşabilirler.

Yetişkinler ile İletişimi Öğrenirler

Çocuklar basketbola başlamadan önce otoriter ebeveyndir. Okul ve basketbol eğitimiyle birlikte yeni otoritelerle etkileşime geçerler.

Basketbola başlayan çocukların koç tarafından desteklenmesi onları ebeveynlerinin konfor alanı dışına çıkartır. Bir hedefe odaklanmaya basketbol okulları rehber olabilir. Bu değerli bir kazanımdır.

Rol model olan koçlar, bağıran çağıran, sakin koçlar tanıyacaklar. Çocuklar ebeveynle eğitmenlerin arasında yeni bir yer bulacaklardır. 

Basketbola başlayan çocuklar; dinlemeyi, talimat almayı, farklı koçlara saygı duymayı öğrenecektir. Böylece çocukları üniversite hocaları, patronları ve diğer otoriter figürleriyle etkileşime hazırlayacaktır.

Zamanı Yönetmeyi Öğrenirler

Hemen hemen herkesin yaşadığı zorluklardan birisi sorumluklarını dengelemektir. Okul, arkadaşlıklar, iş, basketbol vs. Çocuklar bunları nasıl dengeleyeceğini basketbolla öğrenir.

Basketbol, zaman yönetimini yapmaları için çocuklara rehber olabilir. Antrenmanlara zaman ayırmak, dinlenmek, kendine özen göstermek çocukların yapması gereken şeylerdir. Basketbola başlayan çocuklar bu sayede zaman yönetimini öğrenir.

Rekabetçi Olmayı Öğrenirler

Basketbolda kazanma ve rekabetçi olmak oyunun bir özelliğidir. Sporun ana amacı bu değildir. Ancak gerçek hayat rekabetin olduğu bir yerdir. Basketbola başlayan çocuklar rekabetçi olmayı bir taraftan öğrenirler.

Basketbola başlayan çocuklara kazanmak yerine rekabetçi olmayı öğretmek gerekir. Basketbolda rekabetçi bir ruh oluşturmak çocukların gelişimi için değerlidir.

Çocuklar neden basketbola başlamalıdır? Çünkü şu hayat derslerini alırlar:

  1. Eğlenmek
  2. Sosyalleşmek
  3. Takım çalışmasını öğrenmek
  4. Hedef belirlemeyi öğrenmek
  5. Fiziksel aktivite yapmak
  6. Başarısızlığı yaşamak
  7. Başarıyı yaşamak
  8. Bir hobi bulmak
  9. Benlik saygısı oluşturmak
  10. Başka yetişkinlerle etkileşime geçmek
  11. Zaman yönetimini öğrenmek
  12. Rekabetçi bir ruh oluşturmak
Bence bir ebeveynin çocuğu için yapabileceği en iyi şeylerden biri onu basketbola başlatmak olmalıdır.

Basketbol sahalarında görüşmek ümidiyle, basketbolla kalın.
spacer

OKULUMDA GREKOROMEN GÜREŞ


 

okulum güreş

Okulum Güreş Sporu

Okul sporları faaliyetleri kapsamında okulum il Güreş müsabakalarında boy gösterdi.

Okulumuzda 3 öğrencimiz kulüplerde güreş sporuyla ilgilenmelerinden dolayı kendilerinin de resmî maç tecrübesi edinmeleri için güreş branşında faaliyet gösterdik.

Sporcularımın sportmence yarıştıkları bu müsabakalarda umarım iyi tecrübeler kazandırmıştır.
Okulum sportif yarışmalarının ruhuna uygun yarışan sporcu öğrenci güreşçilerime spor hayatlarında başarılar diler kendilerini güreş sporuna verdikleri katkıdan dolayı da kutlarım.

Güreş Müsabakaları Nasıl Geçti

Tartı sonuçları açıklandıktan sonra güreşçilerimizin maç programı da belirlendi. Oldukça yoğun geçen bir güreş gününden sonra


    


Sonuçlar


Sporcu öğrenci güreşçilerimiz, okul sporları faaliyetleri        kapsamında     mahalli yarışmalarda şu dereceleri aldılar:


Kerem  110kg’da İstanbul 3.sü oldu.
Zeyneddin 80kg’da İstanbul 3.süsü oldu.
Fatih   71kg’da İstanbul 5.sü oldu.

Kerem ve Zeyneddin Türkiye Şampiyonası Yarıfinallerinde   okulumuzu     temsil edecektir. Fatih'in ise belirlenecek     statüye bağlı olara Türkiye Şampiyonası Yarıfinallerine gitme ihtimali bulunmaktadır.

Sporcu öğrencilerimi Türkiye Şampiyonası Yarıfinallerinde başarılar dilerim.
spacer