KULÜBÜM U16B BASKETBOL TAKIMI İYİ HOŞ AMA

BASKETBOLUMUZ YETMİYOR

Geçen gece kulübüm 16B basketbol takımı TBF İstanbul Altyapı C Ligindeki ikinci maçını oynadı. Oyunun son 5 dakikasına kadar başa baş geçen maçta oyunun sonunu oynayamayarak rakibi Basketbolun Yıldızlarını 51-70 kaybetti.

kulübüm basketbolu

Geçen maçımıza göre takımım çok daha iyiydi. ilk maçlarının acemiliği atılmıştı. Oyuna da iyi başladık. Sahada basketbol oynamaya çalışan kulübümün U16B takımı yine de bazı noktalarda hala heyecanlarına yenik düşüyordu.

Rakibimizin bize karşı oynaması gereken basketbol, çok hızlı hücum atmasıydı. Bizim de ana hedefimiz rakibin hızlı hücumlarını durdurabilmek olarak planlanmıştı. Ancak bizim adımıza hedefimize uzak bir görüntü içinde kaldık, bilhakis rakip takım da fastbreak ataklarını etkili yapınca oyun son periyoda kadar kafa kafaya gitmiş olsa da genelde oyun kontrolüne sahip olan takım Basketbolun Yıldızları oldu.

Momentumu değiştirmek için yaptığımız oyuncu değişiklikleri çok fazla sonuç vermedi. Bir kere zone savunmayı tercih eden kulübüm U16B oyuncuları, bir kere de baskı yapmayı denedi. Ancak yaptığımız bu momentum değişikliği hamleleri karşılık bulamadı. Bir de oyunun son 5 dakikasında oyuncularımda ciddi yorgunluk belirtileri oluşunca rotasyon darlığımız da mağlubiyete sebep oldu diyelim.

Kulübüm U16B takımı maça adam adama başladı ve oyunun yaklaşık %95'inde de yarı saha adam adama savunmayı tercih etti. Topu durdurma ve topsuz adamın pozisyonun funthemental becerilerinin oturmuş olduğu ancak up&down oyununa daha fazla ihtiyacımız olduğu net bir şekilde görüldü. 

Atletik becerilerimizi de geliştirerek gördüğümüz bu eksiklikleri gidererek bir dahaki maçlarda kulübüm genç basketbolcu adayları daha iyi basketbol oynayacaktır.

Basketbolun Yıldızlarını tebrik eder, oyuncularımın göstermiş olduğu mücadeleden dolayı da kendilerini kutlarım. Kulübüm U16B oyuncuları yapacağımız en önemli şey daha fazla funthemental çalışmak olmalıdır.
spacer

BİR ZAMANLAR OKULUM ÖĞRENCİLERİ | Şule

 KURTULUŞ PITSBULL ŞULE 

Okulum öğrencilerinin hepsinin yolları ve bahtları açık olsun. Ancak ben bu seride çalıştığım okulum öğrencilerinden söz etmek istiyorum. O kadar çok unutamadığım öğrencim var ki hepsini yazacağım günü sabırsızlıkla bekliyorum. Yakın zamanda mezun ettiğimiz ve kendisini çokça özlediğim Şule ile başlıyorum. 

okulum basketbolcularından

Kurtuluş Lisesinden mezun ettim kendisini, okuluma geldiği ilk günden mezun olduğu güne kadar birlikte o kadar çok şey paylaştık ki, anı defteri tutsaydım yüzlerce sayfada yer alacak sevgili öğrencim Şule. Sen sadece öğrencim değildin, sporcumdun, basketbolcumdun, sağ kolumdun ve tüm çaylak öğrencilerin kızım sandıklarıydın. Sanmak bir yana sen zaten benim kızımdın.

Daha dün gibi hatırlıyorum. Bir eylül günü olmasına rağmen yaz havası vardı. Güneş tepeme doğru ışığını ve ısısını hoş tenime vuruyordu. Okulumun bahçesinde bankta bu keyifle oturuyordum. Sanırsın sofistike dönemin bir keşişiydim. Acaba nasıl faaliyetler yapsam bu dönem diye de düşünmüyor değildim. Öğrencilerimin yıllarca unutamayacakları spor faaliyetlerini düşünüyordum. Bir de o sıralarda henüz sevgisini diğer iki kadın la paylaşmadığım en sevdiğim kadını düşünüyordum. O da mavi gözlü bir devdir deyip keseyim burada.
okulum pitsbull kadın takımı

Bu duygularla düşünceler ruhumu sarmışken yanında annesi olduğunu düşündüğüm bir kız okula bahçesinden içeri girdi ve emin adımlarla okula doğru yürüdüler. Yeni çaylaklarımızdan biriydi besbelli. Ta o zaman onu ilk gördüğümde bu kız çok iyi bir sporcudur dedim. Umarım basketbol oynuyordur ve kadın takımımıza girer diye bir dilekte bulundum. 

okulumdan şule
Gerçekten de Şule iyi bir sporcuydu, bir sporu yapmıyordu, birkaç spor branşıyla da ilgileniyordu, hepsinde de oldukça başarılıydı. Basketbol oynaması benim için özeldi çünkü basketbol ile ilgilenen her öğrencimi nedense özel tutuyorum. Bu benim basketbola olan aşkım ile ilgili sanırım. Şule atletik, kuvvetli, mücadele etmeyi seven geri adım atmayan ve mükemmel bir sorumluluğa sahip bir öğrenci-sporcuydu. Onunla ne yaparsam yapayım kesinlikle gözüm arkada kalmazdı, tuttuğunu koparacağını bilirdim. Disiplinli olduğu kadar akademik başarısı da okulumun üst seviyesi noktasındaydı.

Birlikte yapmak isteyip de yapamadığımız tek spor faaliyeti Korfbol oldu. Bir türlü yarışmaları takip edemedik ve her program yayınlandığında maçımız ya o gündü yetişemiyorduk yada bir gün öncesiydi. Bunu buraya özellikle yazıyorum çünkü eğer korfbol yarışmalarına gidebilseydik bence kesinlikle Okulum İstanbul Şampiyonluğuna uzanabilirdi. Her neyse şimdi korfboldan sorumlu kişi bulmuş ve telefonunu aldım ama Şulesiz bir sportif faaliyet olacağı için yazıyı yazarken biraz yüreğim buruk ama burada yarışacak öğrencilerim için de mutluyum.

Şule'nin akademik başarılarından burada söz etmek istemiyorum, benim konum spor ve basketbol olduğu için onun bu yönünden söz etmek istiyorum. Neler yaptı Şule? Karete, Basketbol, Futbol, Futsal, Atletizm, Korfbol ve bir sürü özel spor etkinlikleri. Canım kızım Şule bunların tamamında çok başarılıydı. Okuluma çokça madalya ve kupa kazandırdığını herhalde tahmin ediyorsunuz.

O mezun olduktan sonra, okulum biraz sessizleşti diyebilirim. Onu o kadar özledim ki okulumun ilk 1-2 ayında öğrencilerime sürekli Şule'yi çok özlüyorum keşke mezun olmasaydı diyordum. Şule kim diye soran yeni çaylaklarıma da Şule'yi tanıyan öğrenciler Ümit hocanın kızı diyorlardı. O zaman da şöyle bir ses geliyordu. "Eee her akşam evde görüyordur onu, neden özlüyor ki." Açıklamalar, açıklamalar geliyordu ardından.

okulumdan şuleMezun olacağı yıl Türkiye rekoruna sahip sınıflar arası 3x3 Karma Tek Pota Basketbol turnuvasına Ben ve 2 kız ki bunlardan biri Şule idi bir takım kurduk. Uzun süren ligin ardından play offlar turnuvayı takip etti. Sonunda 3. olmayı başardık birlikte. Okulumda o kadar iyi takımlar vardı, kulüp oyuncuları vs ama Şule'in büyük katkısıyla sonunda zafere ulaşmayı başardık. Şule ile ilgili herhalde en unutamayacağım faaliyette 3x3 Karma Pota Basketbol turnuvası olmuştur. Bu turnuvada çok anı biriktirdik değil mi kızım? 

Bu satırları okuduğunda 3x3 Karma Pota Basketbol turnuvasında yaşadığın o güzel anların gözünden canlandığından ve mutlu bir gülümsemeyle hatırladığından eminim sevgili Şule. İşte böyle güzel bir öğrencimdin sen.


Her neyse, güzel kızım, bal kızım biliyorum ki hayat sana hep iyi yüzünü gösterecek. Senin başarılı bir insan olacağından, hayata tutunacağından hiç şüphem yok. Birbirimizle bağımızı hiç koparmayacağımızı bilerek çok mutlu ve başarılı bir hayat geçirmeni dilerim.

Seni seven Ümit Hocan...
spacer

SENİ BASKETBOL TAKIMINA ALDIM - III

"Basketbol sahası dikdörtgen şeklindedir, sahada da yamuk, daire ve yarım daire gibi geometrik şekiller ile düz ve kesik çizgiler vardır. Bu şekillerin ve çizgilerin hem adı vardır hem de oyun kuralları için bir anlam ifade etmektedir."

seni basketbol takımına aldım

Yavaş yavaş basketbolun hayatımda ne kadar önemli bir yer edinmeye başladığını hissetmeye başlıyordum. Artık eskisi gibi her şey ve her zaman oynadığım oyunları oynamıyordum. Zaten oynadığım oyunların sonucu belliydi. Sürekli kaybeden bendim. Tüm oyunlarımda tabelada mağlubiyet yazıyordu. Ne beklenebilirdi benden sıkıcı, insanlarla ilişki kuramayan, sinik, kalabalıklar içerisinde sürekli saklanan biriydim. 

Söz konusu basketbol olduğunda ben bile kendimi tanımıyordum, oysa ben bile benimle arkadaş olmak istemezdim fakat basketbol hayatıma girdikten sonra bende bambaşka özellikler meydana geldi. Mesela artık gerçekten de yapmak istediğim anlamlı bir şey vardı. Basketbolu Zeynep Abla gibi oynayabilmek. Hem de kaybetmek ya da kazanmanın pek önemi yoktu, esas iş oynarken güzel tablo çizmekti. Tıpkı bir ressamın kalemiyle çizilmiş gibi güzel bir tablo. Benim esas önceliğim de bu olduğu için antrenmanlarda Melek öğretmeni can kulağıyla dinler onun yapmamızı istediği her hareketi ayrıntılarına kadar dikkat ederek yapmaya çalışırdım. Melek öğretmen afferin Elif dedikçe de daha çok gayret ederdim.

Antrenman düzenine gittikçe uyum sağlıyordum, her antrenmanda olduğu gibi bu antrenmana da erkenden gelip önce ablalarımı seyrederek onların nasıl çalıştığına bakarak neler öğrenebileceğime baktım. Öğreniyordum da.

Sonra antrenman sırası bize geliyordu. Antrenmanın başlama düdüğü çalana kadar, hem daha önce öğrendiklerimi hem de ablalardan kaptığım hareketleri çalışıyordum. Sonra düdük çalardı ve biz alkışlayarak basketbol sahasının ortasında bulunan dairede toplandık.  Melek öğretmen bugün bize çoğunlukta pas çalıştıracağını söyledi. Sahada en çok kullanacağımız pas olan Göğüs pasını anlatarak başladı.

“Çocuklar bugün pas konusunu işleyeceğiz. Pas bizim için çok önemli bir funthemental’dır. Funthemental sözü dünyanın her yerinde aynı anlamda kullanılır. Ben sizlere basketbolun diliyle hitap edeceğim. Sizler de basketbolun terminolojisini öğrenerek ilerde kendinizi daha çok geliştirebilirsiniz. Funthemental demek, basketbol sahasında yaptığımız beceriler olarak tanımlayabiliriz. İşte Pas ta bu becerilerden biridir. Pasın bizim için diğer bir önemi de paylaşma duygularının kazandırılmasıdır. Eğer biz bir takım olarak paylaşmaz yardımlaşmazsak o zaman bir aile olamayız. Bir aile olmayı başarabilirsek birimiz hepimiz için mücadele eder ve maçlarımızı birlikte kazanmanın gururunu, kaybettiğimizde de birlikte üzülüp birlikte nasıl daha iyisini yapabileceğimizi bulabilir.

Pas becerilerine bu gözle bakmalısınız. Bizim için paylaşmanın bir aracı olarak görülür. Zaten basketbol demek takım olmak demektir. Bir takım olacaksak öncelikle birbirimize bağlı, birbirimizi seven, birbirimize yardım eden, birlikte çalışmaktan başka bir şey yapmayacağız. Bazen sorunlarımız olacaktır da ama biz önümüze gelen her tür sorunu birlikte takım içerisinde bu duygularla çözeriz inanın bana sevgili basketbolcularım.

Buraya kadar anlamadığınız bir şey yoksa sizlere şimdi basketbolda pasın anlatacağım sonra da antrenmanımızın büyük bir kısmında da pas funthemental çalışarak çok tekrar yapacağız.

Pas bir basketbolcunun en çok kullandığı temel tekniklerden biridir. Pek çok çeşit pas var ama biz bugün Göğüs Pas’ını çalışacağız. Basketbol dilinde buna “Chest” pas adı da verilir. Ben antrenmanlarımızda her iki sözcüğü de kullanacağım siz de ne demek istediğimi anlayacaksınız Tamam mı?

Göğüs pası, en çok kullanılan pas çeşididir. İki elimizle topu yandan kavrıyoruz, baş parmaklarımızın uzantısı birleştiğinde ters V harfini oluşturacak, ki bunu parmağımızı zihnimizde uzatarak canlandıracağız, parmaklar gergin ve bir birinden açık, ayamız hariç topu kavrıyoruz, özellikle parmaklarla. Ayaklarımız omuz genişliğinde açık, dizlerimiz hafif bükülü ve top çenemizin altında gövdemden biraz uzaktadır. Gövdemiz de hafifçe öne bükülü olmalıdır.

Pası atmadan önce karnımdan çeneme doğru ters C harfi çizip kollarımızla uzanarak pasımızı atıyoruz. Top elimizi terk ederken ayalarımızın her ikisi de dışarıya doğru dönüyor, baş parmağımız yeri gösterecek, işaret parmağımız da hedefi yani pas atacağımız arkadaşımızın göğsünü, işte bunun için bu pasa göğüs pası diyoruz. Top hedefe yani arkadaşımıza gidene kadar da kollarımızı uzatıyoruz ve gergin bir şekilde bekliyoruz. Pasımız hedefe ulaştıktan sonra toparlanmanız gerekmektedir.

Burada şunlara dikkat etmenizi istiyorum;

  1. Paslar çok kuvvetli atılmalıdır.
  2. Pas atılırken sizlere söz ettiğim adımları sırayla yapmalısınız.
  3. Top yere paralel bir şekilde düz bir çizgide takım arkadaşınıza gitmelidir.
  4. Pasımızı iki el ile atmalıyız ve top iki el ile yakalanmalıdır.
  5. Pası atarken gövdemizle de öne doğru uzanmalıyız.
  6. Topun kuvvetli gelmesi bahane olmaksızın pası yakalayacak takım arkadaşı topu mutlaka yakalamalıdır.
  7. Pas isteyen oyuncunun mutlaka pası isteyecek noktayı göstermesi ve pası atacak oyuncunun da pası istenen hedefe atması gerekmektedir.

Şimdi sorusu olan var mı? Sorunuz yoksa hemen iki kişilik gruplar oluyorsunuz her grupta bir top  olsun. Sizler kurduğunuz gruplar ile bir takımsınız unutmayın. Düdüğümle karşılıklı chest pas yapacağız.”

Biz de saha boyunca karşılıklı yerleştik ve pas atmaya başladık. İnanılmaz bir şekilde paslarım güzel gidiyordu. Çok hızlı ve çabuk bir şekilde hedefine ulaşıyordu ama Selin’in pasları bana iyi gelmiyordu, içimden ona kızıyordum fakat Melek öğretmenin de söyledikleri bir taraftan kulağımda çınlıyordu bundan dolayı kendimi dizginliyordum. Onun daha iyi pas atması için paslarımı hem daha kuvvetli atmaya başladım hem de daha hızlı. Sonra arada bir de Selin’in  nasıl atması gerektiğini anladığım kadarıyla söylemeye başladım. Ve Selin de daha iyi paslar yapmaya başladı.

Antrenmanın geri kalan bölümünde de çok keyif aldım ve hiç bitsin istemedim, hatta son bölümde 2 kere yarışma yapıldı birinde ikinci oldum diğerinde de ben kazandım. Artık bir kaybeden değildim, her oyunda kaybeden ben oluyordum ama basketbolda kazanan ve kendine güvenmeyen ezik çocuk yoktu artık. Basketbol sahasındaki amatör oyuncu yerini geleceğin basketbolcu adayı Elif'e bırakmıştı artık.

Devamı gelecek...

spacer

ÖZEL OLİMPİYAT TÜRKİYE 3X3 BASKETBOL TAKIMI BELLİ OLUYOR

3X3 KARMA POTA BASKETBOL 


karma pota basketbol

 Özel Olimpiyat Türkiye 3x3 Basketbol takımının kadrosu belirleniyor. Sosyal sorumluluklarım arasında olan bu organizasyonda koçluk yapacak olmanın gururunu yaşıyorum.

Geçen ay bir antrenmanımızı ziyaret eden Doğuş Balbay'ın bizlere moral ve motivasyon oldu. 3x3 Karma Pota Basketbol takımımız o zamandan beridir antrenmanlarını aksatmadan çalışmaktadırlar. Tek potada basketbolumuzu oldukça ilerlettiğimiz bu durumda en az B Serisinde kendimize yer bulacağımızdan eminiz. 

Antrenmanlarımız özel ve partner sporcuların bir arada olduğu ortamlarda yapılmaktadır. Çalışmalarımız süresince partner ve özel sporcularımızın kaynaşmaları oldukça güçlü olmuştur. Arkadaşlıkları ve paylaşımları gelecekteki özel ve partner sporculara örnek oluşturmaktadır. Özel sporcularımın toplum içinde eşit şartlarda yaşaması için partner sporcularım da ellerinden geldiği en iyi desteği vermektedirler ve bu bağlamda hep daha ileriye gitmek için hedef koymaktadırlar.

Birlikte antrenmanlarımızı tamamlayarak bu hafta 2 günlük basketbol kampına girerek Sosyal Sorumluluğumdaki 3x3 Basketbol Takımı da son şeklini alacaktır. Oyun birlikte hayat birlikte diyerek iyi bir takımın oluşmasıyla da ilerdeki turnuvalarda gelecek derece haberlerini şimdiden sabırsızlıkla bekliyorum.

Basketbol kanalıyla özel sporcların kondüsyon, motor beceri ve yeteneklerini geliştirmeye çalışıyor, cesaretlerini keşfederek özgüvenlerini kazanmalarını sağlamaya çalışarak toplumla ilişkilerini güçlendirmeye çalışıyorum. "Bana kazanma şansı verin, kazanamasam da çabamda cesur olmamda yardım edin." diyen özel sporcularıma katkılarını da esirgemeyen sevgili partner sporcularımın da deneyimleri bu alanda yapacağımız faaliyetlerde farkındalık düzeyini arttıracağı kanaatindeyim.

Artık sıra sizde özel sporcular ve partner sporcular, bu sosyal sorumluğum içerisinde umarım attığınız her top sayı olur.

spacer

KULÜBÜM KAYBETMEYE DEVAM EDİYOR

 KULÜBÜM U22 TAKIMI ÜMİT VERMİYOR

kulübüm basketbol
Yeni sezon başladığından beri henüz maç kazanamayan kulübüm u22 takımı geçen gece maçta kötü basketbolunu oyunun güzelliğinden de yoksun oynayınca maçı göz göre göre kaybetti. 60-77. Kötü gidişatı durdurmak ve aktif olan sporculara da örnek olması için Tuna ve Yavuz’u da maça davet ettik ama yetemedik.

Son 3 maçtır antrenman temposuna uzaktan yakından benzemeyen oyunlar oynamaktayız. Atılacak basit paslar, yapılacak basit penetreler ya da başka birşey müsabaka esnasında hiç olmamaktadır. Takımımı geçen geceki maçta kesinlikle tanıyamaz noktadaydım. Yıllardır basketbol koçluğu yapmaktayım ama geçen geceki maçta yaşadığım duyguları kariyerim boyunca sadece 2-3 kere yaşamışımdır. Çaresizlik.

Oyun momentumunu değiştirmek için molalarda, çeyrek aralarında ve devre arasında konuştuğumuz hiçbir ana hatlar uygulanmadı, bunun için bir çaba da görülmedi. Hadi bu olmadı oyuncu değişiklikleriyle kıpırdayalım dedim, giren oyuncularımdan da momentumu lehimize çevirecek bir çaba görülmedi.

Sonuç olarak her ne kadar skorda bir mücadele olduğu görünse de kanımca takım ve teknik ekip olarak utanç gecesi yaşadığımızı düşünüyorum. Basketbolcularımın bu kötü basketboldan ders alacağını umarak kulübüme yakışan bir oyunu oynayacaklarına hala inanıyorum.

Koç olarak ta geçen gece oynanan kötü basketbolun sorumluluğunu alarak bir daha benzer duruma düşmemek adına oyuncularımı ayağa kalkmasını sağlayarak kulübümün de basketbol kimliğin ortaya koyacağımıza inanıyorum.



spacer