Basketbolu büyülü kılan şey yalnızca basketler değil; anların gücüdür. Topun havada süzülmesiyle milyonların nefesini tutmasını sağlayan şey, sporun evrensel dilidir. Bu anlar, tarihin hafızasına kazınır ve spor kültürünü simgeler hale gelir. 7 Mayıs 1989'da Micheal Jordan'ın attığı "The Shot", unutulmaz bir an olarak tarihe geçmiştir.
The Shot'ın Hikayesi
1989 NBA Play Off'ları, Doğu Konferansı 1. turunda Chicago Bulls ile Cleveland Cavaliers karşı karşıya geldi. Seride durum 2-2 idi; yani beşinci maçta "ya herro ya merro" söz konusuydu. Maç Cleveland'ta Richfield Colesium'da oynandı. Dördüncü çeyrekte üstünlük tam 6 defa el değiştirdi.
Bitime 6 saniye kala Jordan, jump shot ile Bulls'u 98-99 öne geçirdi. Ancak Cavs ATO oyunda Craig Ehlo'nun topu oyuna soktuktan sonra hand off pas almasıyla turnike bularak 100-99 öne geçti. Bitime 3 saniye kala Bulls molaya giderken 20.473 seyirci maçı artık Cavs'in kazanacağını düşünüyordu.
İşte son 3 saniyede Bulls adına Jordan o muhteşem anı oynamak için sahneye çıktı. O gece 44 sayıyla oynayan Jordan, "The Shot" olarak bilinen o muhteşem anla basketbol adını yazdı. Phill Jackson, Kutsal Çemberler adlı kitabında beşinci maçtan önce şunları yazmıştır:
"Dördüncü maçta Jordan seriyi kazandıracak faul atışını kaçırmıştı. Kaçan serbest atıştan dolayı kendini harap etmiş ve arkadaşlarının söylediğine göre tüm geceyi televizyon karşısında geçirmiştir. Beşinci maç için uçaktan inerken Jordan, ayağa kalkarak kendinden emin bir şekilde konuşmaya başladı: "Korkmaya gerek yok! Biz bu maçı kazanacağız." Takım üzerindeki o ağır hava bu sözlerden sonra dağıldı. Jordan'ın ne söylediği o kadar önemli değildi, fakat bence asıl önemli olan böyle bir değişikliği anında yaratabilecek büyük güveni kazanmış olmalıydı. Sonraki gün verdiği sözü, bizi 100-101 öne geçiren buzzer ile attığı o inanılmaz şutla tuttu. O zamandan beri, o sayı Chicago'da yalnızca "The Shot" diye anılır."
The Shot'ın O Anı
Bulls'un ATO oyununda, Brad Sallers topu oyuna soktu. İki oyuncu, Crag Ehlo ve Larry Nance; Jordan'ı durdurmaya çalıştı. Buna rağmen Jordan topu aldı, terse doğru iki dribling yaptı ve serbest atış çizgisi civarında yükseldi.
Ehlo aynı anda sıçrayarak şutu engellemeye çalıştı ama Jordan havada asılı kalırken, Ehlo parkeye doğru inerken o unutulmaz şut potadan geçti. Skor Bulls 100-101 kazandı. Jordan'ın sevinçten zıplayıp havayı yumruk sallaması ve Ehlo'un yere düşmesi bu anın simgesi haline geldi.
O an, yalnızca Bulls'un seriyi kazanmasını değil, Jordan'ın basketbol tarihindeki başrolü olduğunun simgesi oldu.
Micheal Jordan ve Bulls efsanesinin anlatıldığı dizi Son Dans'ta bu an hakkında şu konuşmalar yer almaktadır.
Jordan:
"Beni bu seri boyunca en iyi tutan oyuncu Ron Harper'dı. Son toptan önce beni onun savunacağını bekliyordum. Ancak moladan döndüğümde Ehlo'nun beni tutması bence büyük bir hataydı."
Harper:
"Koça MJ'yi ben tutayım dedim. Ama o hayır Ehlo onu tutacak deyince. 'Peki o zaman, ne halin varsa gör' dedim."
The Shot'ın Teknik Analizi
Jordan'ın şutu sadece dramatik değil, aynı zamanda teknik bir mükemmellik taşıyordu:
- Top alma; önce Ehlo'yu bir tarafa sürükleyip onun dengesini bozarak pas aldı.
- Dribling; savunmanın tersine iki hızlı dribling yaparak şut için alan kazandı.
- Havada kalma; şut atmak için yükseldiğinde havada kaldığı anda şut attı. Havada kalma süresinin uzun olması Jordan'ın imza hareketlerinde biridir.
- Şut mekaniği; gözler hedefte çembere dönük, topun uygun yayda gidişi ve yumuşak bilekle şut.
- O an; yumruk sevinci, Ehlo'nun yere düşüşü o anı ölümsüzleştirdi.
Bu detaylar büyük anların sadece yetenekle değil, aynı zamanda disiplin konsantrasyon ve mental üstünlükle geldiğini gösterdi.
The Shot'ın Önemi
- Micheal Jordan'ın kariyerindeki ilk büyük anı olarak kabul edilmektedir.
- The Shot, Jordan'ın rekabetçiliği ve soğukkanlılığını simgeler.
- NBA tahininin unutulmaz anlarından biri olarak klasikleşmiştir.
- NBA tarihinde play off'larda atılan ilk buzzer beater olmuştur. Bundan 30 yıl sonra Kawhi Leanard böyle bir şutla Jordan ile aynı cümlede anılmıştır.
"The Shot" tüm basketbol severlerin zihninde bir dönüm noktası olmuştur. O an basketbolun yalnızca sayı üretmek değil; aynı anda zamanı, mekanı ve rakibi yenme sanatı olarak tarif edilebilir. "The Shot", basketbolun kültürel hafızasında yerini alan bir klasiktir.
Soğukkanlılık, disiplin ve anı sahiplenmektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkür ederim.
Basketbol ile ilgili fikir alış verişi için iletişime geçebilirsiniz.