2-1-2 Zone Pres | Topa Baskı

 2-1-2 zone preste oyuncuların rollerine uygun şekilde dizilimi gerçekleşdikten sonra topa baskı başlar. Bu noktadaki en önemli unsur, topa etkin şekilde baskının uygulanmasıdır. Top üzerindeki baskı ne kadar yoğun olursa, topu kontrol eden oyuncunun hata yapma ihtimali o kadar artar.


2-1-2 Zonep Pres | Topa Baskı

Topa Baskının Unsurları

Topa baskının ana görevi, presin ön tarafındaki iki oyuncuya düşer. Bu oyuncular hem topa baskı yapmak hem de topun orta şeride gitmesini engellemek için çabuk kararlar vermelidirler. Bunu yapmak için şu noktaya dikkat edilmelidir:

Hiçbir oyun kurucu seri paslarda topu takip etmemelidir. Paslaşmalar hızlı gerçekleştiğinde, oyun kurucular topun konumuna göre basketbol sahasında yeni pozisyonlar almalıdır.

Topa Baskının Amaçları

2-1-2 zone pres yapılırken topa baskı yapacak ön taraftaki oyuncuların temel amacı şunlardır:
  • Topu yan çizgilere yönlendirmeliler
  • Pasların ileri doğru atılmasını zorlamalılar
Eğer top sahanın yan şeridinde ilerliyorsa, mutlaka topun yan çizgiye gitmesi zorlanmalıdır. Bunun için:
  • Topa bir kol mesafesinde durulmalı
  • Topu kontrol eden oyuncunun sahayı net görmemesi için topa baskı devam etmelidir.
Eğer top orta koridordan ilerliyorsa, ön hattaki iki oyuncunun koordineli baskısıyla top yan kulvarlara yönlendirilmelidir.

Yani; top yan koridordaysa, baskıyla topun yan çizgiye gitmesi zorlanmalıdır. Top merkez hattaysa, iki oyuncunun koordinasyonuyla topun yan şeritlere gitmesi sağlanmalıdır.

Topa Baskının Uygulanması

Topa Baskı

Şemada görüldüğü gibi top oyuna girdiğinde X1 topu savunur, X2 ise arkada destek konumunda bekler. X1, topa bir kol mesafede durarak hücumu yan çizgilere yönlendirmek için baskı yapar. X2 ise orta şeride yaklaşarak toplu oyuncunun orta kulvara yönelmesini engeller.

Pas Yapıldığında Rotasyon

Topa Baskı

Pas yapıldığında, bu genelde hücumda topa paralel duran oyuncunun karar çizgisi hamlesi yapmasıyla gerçekleşir, şemada da görüldüğü gibi X2 topa baskı yapan oyuncu olur. X1, yardım konumuna gelerek takım arkadaşının arkasında savunma pozisyonunu alır.

Paslaşmalar yapıldığında ön hattaki oyuncuların rotasyonları top havadayken başlamalıdır. Aksi durumda savunmada zayıflıklar oluşabilir.

Her paslaşmada kural yeniden uygulanmalıdır:

  • Topu yan çizgiye yönlendir.
  • Eğer ortaya dribling yapılırsa, topsuz oyuncuyu savunan ön taraftaki oyuncu yardıma gitmelidir.
  • Hücum ilerledikçe savunma da koordineli bir şekilde gerileyerek 2-1-2 zone presi sürdürmelidir. Ancak amaç unutulmamalıdır:
Topa baskı yaparak hücum oyuncusunu yan çizgiye yönlendirin ve derinlemesine pas atmasını zorlayın.

Bir sonraki yazımda ortadaki oyuncunun görevlerini, tuzakların oluşumunu ve arka taraftaki oyuncuların görevlerini detaylı analiz edeceğiz. O zamana kadar basketbolla kalmanızı ümit ederim.
spacer

2-1-2 Zone Pres | Dizilim ve Roller

 Bu yazı serisinde 2-1-2 zone presin ve yarı sahaya geçiş sürecinin nasıl uygulandığını, rakip üzerinde ne gibi tehditler yarattığını anlatacağım. 2-1-2 zone pres, topa baskı oluşturarak top çalmayı hedeflemek amacıyla yapılır.

2-1-2 zone pres, kolay basketi engelleyen doğal bir dizilime sahip olduğu için  geriye dönüşlerde alan savunması ya da adam adama savunmayla devam ettirilebilir.

2-1-2 Zone Pres

2-1-2 Zone Presin Dizilişi ve Oyuncu Profilleri

2-1-2 zone presin dizilişi oldukça sadedir. İki oyun kurucu, basketbol sahasının 3/4'ünde iki kanada yerleşir. Basketbol sahasının orta yuvarlak civarında atletik bir oyuncu konumlanır. Geriye kalan iki oyuncuysa savunma sahasında üç sayı çizgisinin üzerinde kanatlarda yerlerini alırlar.

Tam sahada iki oyuncu önde, bir oyuncu ortada ve iki oyuncunun geride yer aldığı için bu dizilişe  2-1-2 zone pres adı verilir. 

Oyuncuların Rolleri

2-1-2 zone presi yapacak oyuncuların rolleri şunlardır:
  • Ön taraftaki oyun kurucular
  • Ortadaki oyuncu
  • Arka taraftaki oyuncular
2-1-2 Dizilim

Ön Taraftaki Oyun Kurucular

Ön tarafta atletik iki oyun kurucunun yer alması, topa baskı yapabilmek için önemli bir noktadır. Bu oyuncuların topu iyi savunan profillerden seçilmesi gereklidir. Topu savunarak kenar çizgilere yönlendirmeyi başaran oyuncuların olması değerlidir. Bu oyuncular 2-1-2 zone pres sırasında tuzakların oluşturulmasında zemin hazırlamakla sorumludurlar.

Ortadaki Oyuncu

2-1-2 zone presi etkili kılan en önemli şey, ortadaki oyuncunun nitelikleridir. Bundan dolayı ortaya yerleştirilecek oyuncunun seçimi kritik bir karar olmaktadır. Bu oyuncu; hızlı karar verebilen, atletik ve oyun görüşü yüksek profile sahip olmalıdır.

Arkadaki Oyuncular

Arkadaki oyuncular, yerleşimi gereği doğal olarak kolay basketleri engelleme sorumluluğunu taşır. Bu oyuncuların temel görevi şunlardır:

  • Güvenliği sağlamak
  • Rotasyonları yönetmek
  • Yapılacak uzun paslaşmalarda pas arası yapmak
  • Yardıma yardım konumlarında etkili olmak

Dizilişte yer alacak oyuncuların özellikleri saptandıktan sonra düzen kurulur. Oyuncuların kendi rollerini anlamasıyla birlikte topa baskı süreci başlar.

Bir sonraki yazımda topa baskı sürecinin temel ilkelerinin detaylı analizini ele alacağım. Savunma bilginizin gelişimi için yazı serisini takip etmeyi unutmayın. Sıradaki yazıya kadar basketbolla kalmanızı ümit ederim.
spacer

Altyapıdaki Şampiyon Basketbolcular | Sinan Aydoğdu (2017)

 Kurtuluş Anadolu Lisesinin basketbol tarihinde ilk kez "Pitsbulls" olarak adlandırılan basketbol takımının bir parçasıydı. Ben de o dönemlerde okulda yeniydim. Onu arkadaşlarıyla tek pota maç yaparken fark ettim. Sinan'la ilk temasım, o gün yaptığım kısa bir gözlemle başladı.

"Çocuk, gel buraya!" diyerek seslendim. Oyun bilgisini görmek için basketbolla ilgili birkaç soru sordum. Sorduğum sorulardan birine verdiği cevap, basketbola bakış açısını o yaşta dahi net şekilde ortaya koyuyordu.

Sinan Aydoğdu

Sinan'la İlk Diyalog

"Sence savunman nasıldır?"

"Kimse beni öyle kolay kolay geçemez," dedi. Bu ifadesi, oyunun iki yönünü de önemsediğini ve mücadeleci karakterini de ortaya koyuyordu.

Bir süre sonra Demir İnşaat Büyükçekmece Basketbol takımının U18 kategorisinde yollarımız tekrar kesişti. O takımın oyun kurucusu olacaktı, ben de takımın koçu olacaktım. Bundan sonra Kurtuluş Anadolu Lisesinden ta Mimaroba'daki antrenman salonuna her gün birlikte gitmeye başladık.

O dönem ismi henüz duyulmamış 14 yürekli genç, birlikte unutulmaz bir şampiyonluk hikayesi yazdı. Bugün Onvo Büyükçekmece olarak bilinen kulübü, tarihinde ilk kez Türkiye Ulusal Finallerine taşıyarak İstanbul genelinde dikkat çeken bir başarıya imza attılar. 

Sinan, takımın oyun kurucusu olarak liderliği ve kararlılığıyla basketbol altyapısına iz bırakan önemli bir karakter oldu. Bu yazıyı onun bize miras bıraktığı değerli anıların kalıcı bir hatırası olması için kaleme aldım.

Sinan'ın Basketbol Yolculuğu

Sinan, Mardin'in Kızıltepe ilçesinden İstanbul'a uzanan yolculuğunda basketbolu bir tutkuya dönüştürdü. Onunla önce Kurtuluş Anadolu Lisesi'nde, ardından şampiyonluk yaşadığımız Büyükçekmece Basketbol'da birlikte çalıştık. Bizi ve o 14 koca yüreği bir araya getiren ortak payda, basketbol sevgisi oldu.

Altyapı sürecinden sonra profesyonel kariyerine devam etme fırsatı bulunmasına rağmen akademik hayatını tercih etti. Akademik hayatında başarılar elde etti. Ne yazık ki 25 yıllık yaşamının ardından kendi isteğiyle aramızdan ayrıldı. Vefatından bir gün önce tek potada attığı şutları sosyal medyada izledim. Ertesi gün, bu yolculuğa çıktığını takım arkadaşlarıyla birlikte öğrendim. 

Sinan için topa yenilmemek bir onur meselesiydi. Onun sayesinde tepe savunmamız kuvvetli, adam adama savunma ilkelerimiz tıkırında işliyordu. Hücumdaysa bugün genç basketbolcu adaylarında görmek istediğimiz ama kısıtlı olan coast to coast becerisi muazzamdı. 

Doğuştan getirdiği sezgileriyle; yol kesme, omuzlama, yardım gelmeden şut atma zamanlaması gerçekten çok iyiydi. En zayıf noktasıysa dış şut performansıydı. Fakat takımın "read and react" sisteminin uyumu sayesinde bu eksikliği diğer oyuncularımız, özellikle Utku, başarıyla tamamlıyordu. Sinan'ın deliciliği her zaman rakipler için bir tehdit unsuruydu.

Saha içinde olduğu kadar saha dışında da liderlik vasıflarını geliştirdi. Basketbolu tercih etseydi, bugün TBL'nin en değerli oyun kurucularından biri olması muhtemeldi.


Sinan Basketbol Anılarımızda Hep Var Olacak

Şunu çok iyi biliyorum Sinan; son kez basketbol oynadığında isabetli son şutunu attıktan sonra o sahayı terk ettin. O şutu takımın için attın. Bir gün hepimiz senin yanına gelerek bu oyunu yeniden oynayacağız.

Altyapı basketbol kariyerini noktaladıktan sonra dahi takım arkadaşlarınla bağını hiç koparmadın. Basketbolun birleştirici ruhu sayesinde sosyal hayatınızda da güçlü bir takım oldunuz.

Seninle sahalarda geçirdiğimiz her an için, sana ve tüm takım arkadaşlarına minnettarım. Kimsenin tanımadığı bir takımken, kimsenin bilmediği oyuncularken, yalnızca basketbolun doğrularını yaparak başarıya ulaştınız. Bu hep birlikte yazdığımız eşsiz bir hayatın hikayesidir.

Her şey için teşekkürler Sinan, teşekkürler çocuklar.

"Sen merak etme Sinan... Zafer abin sana orada da en az sahadaki gibi iyi bakacak."
spacer

SENİ BASKETBOL TAKIMINA ALDIM | İlk Turnuva Heyecanı (5)

 Bölüm 5

İlk Turnuva Heyecanı

Antrenmanlara başladığım ilk günden bu yana üç ay geçmişti. Günlerin nasıl geçtiğini bile anlamadım. Basketbol antrenmanlarının yapıldığı saha beni yürekten çağıran, ait olduğum bir yer hissi veriyordu. Antrenmanlarıma erkenden giderek öğrendiğim hareketleri tekrar ediyordum. Melek öğretmenin gösterdiği şut tekniği üzerinde özellikle çalışmalar yapıyordum. Eskiden potaya bile yetişmeyen üç sayılık atışlarım artık yerini buluyor. Hatta bazen fileyle buluşan o sesi veriyor. Çuf.


Seni Basketbol Takımına Aldım

Antrenmanlar yapılırken, takım arkadaşlarımdan Çiğdem ile çok yakın arkadaş olduk. Çiğdem hem takım  hem sınıf arkadaşımdı, hem de en büyük destekçilerimden biriydi. Okulda, tenefüsste hatta bazen de sınıfta fısıltıyla basketbol konuşuyorduk. "Bu hafta sonu ayak çalışmaları yapalım mı?" diye sorduğu bir gün bana şunu dedi:

"Babam arka bahçemize bir pota kurdu, istersen hafta sonu bize gel birlikte basketbol oynayalım."

İlk gittiğimde gözlerime inanamadım. Arka bahçede toprağın üzerinde yükselen tahta direkler üzerinde el yapımı bir pota vardı. Potayı Çiğdem kendi elleriyle boyamış hatta potanın kenar çizgilerini de yapmıştı.

"Babam demirciden bu çemberi yaptırmış, görünce büyülendim." dedi gururla.

Ben de büyülenmiştim. Toprak zemin, ayaklarımın altına yumuşacık bir his veriyordu. Zıplayınca çamura basar gibi oluyordu ama yine de çok güzeldi. Toprak zeminde topu sektirmek zor olduğundan daha güçlü dribling yapmam gerekiyordu ama bu benim için bir fırsattı. Çiğdem ile antrenmanın olmadığı günlerde burada buluşup, saatlerce basketbol oynuyorduk. Dribling becerilerim bu sayede çok gelişti.

Bir gün antrenmana başlamak için Melek öğretmen düdüğünü çaldı. Alkışlayarak orta yuvarlakta toplandık. Melek öğretmenin yüzünde bir gülümseme ve heyecan vardı. 

"Çocuklar," dedi, "bugün size güzel bir haberim var." Uzun süredir antreman yapıyorsunuz ve öğrendiklerinizi göstermek için şimdi karşınıza güzel bir fırsat çıktı. Önümüzdeki hafta sonu Esentepespor ile maçınız olacak!"

"Yaaşaasııın!" diye bir anda bağırdık. O an sevinçle zıplayanlar, birbirine sarılanlar oldu. Ben ise içimden "ilk maçım..." diye geçirdim. 

Melek öğretmen sözlerine devam etti:

"Bu bir dostluk turnuvası olacak. 50'ler spor kulübü ve karşı mahallenin okul takımı da turnuvada olacak. Dört takımın olacağı bu turnuvada kazanmaktan çok eğlenmeniz benim için önemli. Ama her şeyden önemlisi, güçlü yanlarımızı ve geliştirmemiz gereken taraflarımızı göreceğiz."

Kafamda hemen bir maç canlandı, Zeynep ablanın son saniye turnikesi... gözümde o anlar yeniden oynandı.

Skor 43-43'tü. Maçın bitimine 19 saniye kalmıştı. Rakibin en iyi oyuncusu Nina topu aldı. Ama karşısında Zeynep abla vardı. Nina, bir sağa bir sola gitmeye çalıştı ama her hamlesinde Zeynep abla bir gölge gibi onun karşısındaydı. Nina çembere gidemeyince köşeye doğru pas atmak zorunda kaldı. Köşede atılan şutta Zeynep abla harika bir box out yaparak ribaundu aldı. Tabelaya baktığımda 7 saniye kalmıştı. Zeynep abla hemen elindeki topla coast to coast koşusu yaparak birden bire sahayı ikiye böldü. Sağa dribling, sonra bir crossover, Nina geride kalmıştı. Zeynep abla turnikeye başlarken Helen savunmaya yetişti. "Aman tanrım blok yapacak!" dedim içimden. Ama Zeynep abla havadayken kıvrak bir hareketle çemberin tersinden turnikeyi bıraktı. Potaya çarpan top çembere değip sayı olmasıyla korna çaldı.

Maç bitmişti. 45-43 kazanmıştık.

İşte o maçtan sonra Zeynep abladan coast to coast öğrenmeye başladım. Her antrenmanda Zeynep abla bana birkaç tüyo veriyordu. Bir gün Melek öğretmen beni yanına çağırdı:

"Elifciğim, bakalım coast to coast becerilerin nasıl gidiyor?" dedi.

Bazen iyi yapıyordum, bazen kötü ama denemeye devam ediyordum.

Antrenman sonunda Melek öğretmen bize maçlarda giyeceğimiz formaları verdi. O an kalbim daha hızlı atmaya başladı. 

"Elif, senin forma numaran 14," dedi.

14 numarayı elime aldığımda üzerindeki yazılara, kumaşın dokusuna uzun uzun baktım. Bu ilk maçımda giyeceğim formaydı. Formamı giydiğimde kendimi ablalarımla oynayan biri gibi hissettim. 

Maç günü yaklaşırken kendimi hayatımda ilk defa bir basketbolcu gibi hissetmeye başlamıştım.
spacer

TANITIM | Seni Basketbol Takımına Aldım

Tanıtım 

Çok çeşitli yerlerden destek alarak "Seni Basketbol Takımına Aldım" isimli bir roman yazmaya çalıştım. Yazarken pek çok hata yaptım. Yazım hatalarından, anlatım bozukluklarına, yazarken kullandığım dile kadar. Ama yine de basketbol hikayesini yazmaya devam ettim. 

Yaklaşık üç yıl süren bu yolculuğumda öncelikle basketbol hayatımda yaşadığım anılar, anılarımdaki zaman zaman gerçek kişilikler, yazarken desteklerini esirgemeyen öğretmen arkadaşlarım, öğrencilerim ve birlikte çalıştığım basketbol oyuncularına teşekkür ederim.

Seni Basketbol Takımına Aldım

Seni Basketbol Takımına Aldım, Neyi Anlatıyor?

Seni Basketbol Takımına Aldım, bir çocuğun basketbola, arkadaşlığa ve adalete duyduğu inancın öyküsüdür. 

Elif, utangaç ama yetenekli bir öğrencidir. Melek öğretmenin onda yaktığı umut ateşi, onu basketbol sahalarında kendini bulduğu bir yolculuğa çıkarır. Ancak hayat her zaman adil değildir. Takımın başına gelen Bekir koçla birlikte mücadele sadece rakip takımlara karşı değil, sisteme ve adaletsizliğe karşı verilir.

Elif'in liderliğinde büyüyen bu küçük takım; sadece şampiyonluk için değil, bir arada durmanın, birlikte başarmanın ne anlam ifade ettiğini anlatıyor.

"Melek'in Son Sesi" olarak adlandırdıkları son sezon, sahadaki basketlerden daha önemli şeyleri anlatır: Bir pasın değiştirebileceği hayatları.

Bu hikaye, genç basketbolcu adayları ve hayal kuran herkes içindir. Çünkü bazı paslar sadece sahada değil, hayatın ta kendisinde atılır.

Hikayede Hangi Konular İşlenmiştir?

Basketbol hikayesinde; liderlik, kadın dayanışması, değişimle başarılan uyum, adaletsizliğe karşı sisteme baş kaldıran sessiz direniş, basketbol ruhunun tutkuyla birleşmesi ve gençlerin seslerini bularak hayallerinin peşlerinden gitmeleri işlenmiştir.

Seni Basketbol Takımına aldım hikayesinin düzenlemesinde yapay zekadan yardım aldım. Bu yardımlardan da pek çok şey öğrendim. Hikayede zaman zaman gerçek karakterleri de işlemeye çalıştım.

Basketbol büyüsünü hayatıma koyarak bana yol çizen basketbol ustalarıma, arkadaşlarıma ve benden sonraki nesile minnetle...

Bazı paslar sadece sayı getirmez, hayat ta değiştirir.

spacer

Türkiye'de Bir İlk: Basketbol Lisesi

 Türkiye’de bir ilk hayata geçiriliyor. Basketbol Lisesi açılıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Türkiye Basketbol Federasyonu arasında imzalanan işbirliği protokolüyle başlatılan bu proje, basketbolun ülkemizdeki gelişimine ivme kazandırmayı hedefliyor.

Basketbol Lisesi

Geleceği İnşa Eden Bir Model: Basketbol Lisesi

Basketbol Lisesinin temel amacı, gençleri hem akademik hem de sportif alanlarda yetiştirerek Türkiye basketbolunun geleceğine sürdürülebilir bir katkı sağlamaktır.

Basketbol Lisesi; sporcu, antrenör, yönetici, hakem ve basketbolun diğer paydaşları arasında nitelikli insan kaynağı yetiştirmeyi hedeflemektedir. İstanbul'daki Basketbol Gelişim Merkezi içerisinde yer alan bu modern tesis, tam donanımlı 8 dersliğiyle yaklaşık 200 öğrenciye ev sahipliği yapacak.

Okulun Kuruluş Süreci ve Başvuru Takvimi

Basketbol Lisesi protokolü 2024 yılında imzalandı. İlk öğrencileriyle 2025-26 eğitim-öğretim yılına başlayacak. Aday öğrenciler; akademik başarıları, spor geçmişleri ve özel yetenek sınavındaki performansları doğrultusunda değerlendirilecektir. İlk etapta 24 kız ve 24 erkek öğrenci, Türkiye'nin  Basketbol Lisesindeki ilk öğrencileri olmaya hak kazanacak. 

Başvuru ve okula kayıt süreciyse;
  • Ön başvurular: 29 Mayıs - 23 Haziran 2025
  • Özel Yetenek Sınavı: 27 Haziran - 8 Temmuz 2025
  • Sonuçların Açıklanması: 11 Temmuz 2025
  • Kesin Kayıtlar: 12-17 Temmuz 2025
Başvuru için adayların sekizinci sınıftan mezun olmaları ve en az iki sezon lisanslı basketbol oynamış olmaları gerekmektedir.

Öğrenci İçin Kazanımlar

Basketbol Lisesi öğrencileri, basketbolun profesyonel gelişimi içerisinde çok yönlü eğitim alacaklardır. Bunlardan bazıları:
  • Sistematik bir yapıda akademik eğitim alacaklar.
  • Eğitim ve sporu dengeli bir biçimde sürdürerek kariyerlerinde avantajlar kazanırlar.
  • TBF'nin desteğiyle en güncel yaklaşımlardan an be an haberdar olurlar.
  • Mezun olduklarında TBF'nin 1. Kademe yönetici programına dahil olurlar.
  • Spor psikoloğu, beslenme uzmanı gibi alanında deneyimli hocalarla potansiyellerini en üst seviyeye taşıma fırsatı yakalarlar.

Koçlar ve Kulüpler İçin Kazanımlar

Basketbol Lisesi yalnızca öğrencileri değil, basketbol çevresini de ileriye taşıyacak pek çok fırsat sunabilir:
  • Koçlar ve kulüpler, sistemli yetişen sporculara daha nitelikli yönlendirme yapabilir.
  • Eğitim modelinden doğan doğan sonuçlardan dolayı sporcularının fark yaratmasını sağlayabilir.
  • Basketbolun geleceğine sürdürülebilir yüksek standartlar kazandırır.
  • Okulun uzmanlığı ve birikimi, kulüpler ve koçlar için de referans ve rehberlik oluşturabilir.
  • Basketbolun birleştirici gücüyle gençlerin akademik ve sosyal gelişimlerine katkı sağlayabilir.

Vizyonum ve Basketbol Lisesine Katkı Dileğim

Basketbol Lisesini, Türkiye basketbolunun geleceği için atılmış tarihi bir adım olarak görüyorum. Eğitimin ve basketbolun entegre olduğu bu modelin, gençlerin potansiyellerini arttıracağına yürekten inanıyorum. 

Önümüzdeki süreçte sporcu, antrenör, yönetici, hakem ve spor beslenme uzmanı gibi pek çok alanda nitelikli insan kaynağı yaratılacağına ve bunun basketbolumuzun çıtasını yükselteceğine inanıyorum.

Basketbol Lisesinin eğitim sistemi geliştikçe TÜBAD, BİDEV, Özel Olimpiyatlar Türkiye gibi kurumlarla yapılacak iş birlikleri sayesinde etkinin daha geniş bir alana yayılacağına ve ülkemizde güçlü bir basketbol geleneği oluşacağına inanıyorum.

Basketbol koçu ve beden eğitimi öğretmeni olarak bu vizyonun bir parçası olmak istiyorum. Özellikle büyük ustalardan aldığım bilgi birikimiyle, hem koçluk hem eğitimci kimliğimle basketbolun gelecek kuşaklarına ilham vermeyi ve katkıda bulunmayı gönülden arzu ediyorum.

Bu nedenle yetenek sınavlarından aldığım görevi büyük bir onurla layıkıyla yerine getirmeyi amaç ediniyorum. Ardından Basketbol Lisesinde sorumluluk almak ta hedeflerimden biri olmaktadır.

Sonuç olarak yıllardır yaptığımı beden eğitimi öğretmenliğini ve koçluğu basketbolla buluşturarak bu güzel oyuna katkı vermek, meslektaşlarımla birlikte Basketbol Lisesini geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak ve basketbolun geleceğine dokunmak istiyorum.

Basketbolun birleştirici ruhuyla herkese selam olsun!
spacer

REZBALL | Bir Halkın Basketboldaki Nabzı

 Basketbol bazıları için bir oyun olabilir. Ama bazıları için yaşam biçimidir.  Amerika'nın güneybatısında oynanan rezball sistemi sadece bir oyun değil; bir halkın, bir kültürün, bir felsefenin basketbol sahalarına yansımış halidir.

Rezball, yerli Amerikalıların yaşadığı kasabalarda oynanan basketboldur. Rezball sistemi; onlar için bir yaşam biçimi, direniş, kültür, umut ve kayıplarıdır.

Rezball

Rezball Oyun Sisteminin Doğuşu

Amerika'nın güneybatısında Navajo, Apache, Pueblo, Lakota, Sioux, Cherokee gibi  Kızılderili halkların yaşadığı topraklarda oynan basketbol; sadece bir oyun değil yerli halkın direnişi ve umudu olarak görülür. Rezball, reservation basketball yani Kızılderililerin yaşadığı küçük kasabalarda oynanan oyun sistemi demektir.

Rezbol yalnızca bir oyun tarzı değil, bir yaşam biçimi, kolektif bir ruh ve bir ritüel olarak önümüze çıkmaktadır.

20. yüzyılın başlarında Kızılderililerin üzerinde uygulanan asimilasyon politikalarına karşı vücut bulmuştur. Kasabalardaki bu yerliler; ana dillerinden ve kültürlerinden koparılmak için bir devlet politikası  geliştirilmiştir. Ancak rezball basketbol sistemiyle Amerikan yerlileri buna karşı bir direniş oluşturdu. Gençler kendilerini basketbolla ifade etmeye başladı.

Rezball, zamanla bir topluluğu ifade etmeye başladı. Navajo'dan Apache'ye kadar basketbolla yapılan direnişler toplumsallık kazandı. Maçlar bir törenin parçası olmaya başladı.

Netflix'te yayınlanan "Rezball" filmi bu kültürü anlatıyor. Bu filmden etkilenerek rezball konusunu araştırdım. İzlemenizi öneririm. Film hem basketbol sahasında hem de saha dışında bir halkın iyileşme çabasını anlatmaktadır. Rezball sadece basketbol maçı değil, aynı zamanda bir yas süreci olarak da ele alınmaktadır. Bir toplumun birlikte iyileşme çabasıdır. Yani basketbolun güçlü birleştirici gücüdür.

Yerli halklar rezball sisteminde çemberi sadece sayı bulmak için değil, acıların paylaşıldığı daireler olarak ele alır. Onlar için her sayı bir yarayı sarar, her ribaunt geleceğe dair bir umudu ifade eder.

Rezball'un Tarihsel Kökleri

Rezball'un temelleri, ABD'nin yerli halka yönelik asimilasyon politikalarına karşı atılmıştır. Yerli halklar ana dillerinden ve geleneklerinden koparılmaya çalışılırken onlar için basketbol bir direniş biçimi olarak ortaya çıktı.

Zamanla onların basketbol sahaları birer sosyal merkez, maçlarıysa birer tören anı oldu. Her maç skordan öte kimliğe, hafızaya ve geleceğe atılan pas oldu. Kendi ana dillerini ve kültürlerini öne çıkararak basketbol oynamaya başladılar.

Basketbolu bir kimliği inşa etmek olarak gördüler. Rezball sistemi onlar için kültürel direnişin, toplumsal birliğin bir parçası oldu. Basketbol onlar için kültürel kimliği sürdürmenin anlamı oldu.

Rezball yerliler için teknik anlamda bir oyun tarzı, kültürel anlamda da kimliklerin tanınması için pratik alan olarak yer edindi.

Rezball Oyun Sistemi Nasıldır?

Rezball, yüksek tempolu, hızlı geçişli, agresif tam saha savunmaya dayalı, sezgisel ve yaratıcı hücum düzenine göre oynanan bir tarza sahiptir. Bu tarz, bir oyun sistemini vurgulamaz; ayrıca bir yaşam biçimini anlatır. Geleneksel basketbol oyununa göre kendince kurallar koyarak oyuna bir felsefe katmaktır. Bunlardan bazıları;
  • Süreklilik gösteren doğaçlama bir transation ofense oynanır.
  • Tam saha baskıyı bir refleks olarak değerlendirerek yapar.
  • Set hücumu yerine sezgilerle oynanan doğaçlama oyunları oynar.
  • ISO oyunlarını kişisel değil toplum için yapılan bireysel yaratıcılık olarak görür.
  • Kendi içinde hücum süresini belirler. Örneğin top kazanıldığı andan itibaren hücum süresini 7 saniye olarak kullanır.
  • Koçlar sadece antrenman yaptırmazlar, onlar ayrıca kültürel rehber ve yapılacak ritüelin yöneticisi olarak değerlendirilir
Rezball oynayan takımlar için verilen mesaj şudur:
Basketbol sadece bir oyun değildir. Baskı gören bir halkın direnerek kendini inşa ettiği kolektif bir ritüeldir.

Bu nedenle rezball sistemini anlamak için sadece oyun planı yetersiz kalır. Seyircilerdeki duygusal anlar, söylenen marşlar ve ritüellerin uygulanması oyuna anlam kazandırır.

Rezball sistemini oynayan takımlar bir şampiyonluğu hedeflemenin ötesinde kendini var etme biçimi olarak görür. Bunun için basketbolu bir oyun tarzı olarak değil, toplumsal hafıza olarak tanımlamaktır. Rezball Amerikan basketbol sisteminde görünmeyen ama derinden hissedilen bir oyundur. Çünkü;

  • Her top çalma bir travmanın dışa vurumdur.
  • Fastbreak umuda vurgudur.
  • Ribaunt bir kimliği sahiplenme mücadelesidir.
  • Her sayı kayıpların anılmasıdır.

Rezball oyununu hissetmek gerekir. Çünkü yaşayan bir toplum hafızasıdır. Oyunun ruhuna dair bir şeyler öğrenmek istiyorsak sahalara değil Kızılderili kasabalarında oynanan oyunlara bakmak gerekiyor. Burada basketbol değil hafızalar basketbol oynuyor.

Bir Navajo atasözü der ki; "sessiz ol, toprak seninle konuşacaktır."

spacer

21 Haziran Dünya Emekçi Antrenörler Günü

 Dünya Emekçi Antrenörler Günü'nün 21 Haziran'da kutlanması, sporun görünmeyen kahramanlarına dikkat çekilmesi açısından önemlidir. Antrenörler gününde sadece başarılar kazanan koçları onurlandırmaz, aynı zamanda koçların karşılaştıkları zorlukları ve onların spora verdiği emeği onurlandırılmalıdır.

Basketbol koçları özelindeyse, bu emek çoğu zaman saha dışında da devam eden maddi karşılığı kısıtlı ama manevi yükü paha biçilmez bir çabadır.

National Coaches Day

21 Haziran Dünya Emekçi Antrenörler Günü Kutlu Olsun!

Basketbol koçları, özellikle altyapıda görev yapan kadın ve erkek emekçi antrenörleri, büyük ustaları ve yaşamını yitirmiş olan basketbol emekçilerini bu vesileyle minnet ve saygıyla anıyorum.

Basketbol koçları, oyuncuların bireysel gelişimini sağlamak, takım kimyasını oluşturmak, stratejik kararlar vermek ve bir yandan da insan yetiştirmek gibi çok yönlü sorumlulukları vardır. Özellikle altyapıda çalışan koçlar, sadece sporcu değil, karakterli bireyler yetiştirme sorumluluğunu çok iyi bilir. 

Bir çocuğun hayatına dokunmak, onun disiplinli, özgüvenli, dayanışma içerisinde olan ve topluma örnek olmasına katkı sunmak koçların yaşam biçimidir.

Sahada ve Ötesinde Basketbol Koçları

Kulüplerin ve milli takımların geleceği, altyapıda atılan temellerle boyut kazanır. Bu temeli atan, sporcuların ilk adımlarına rehberlik eden, sadece basketbol oyununu değil, aynı zamanda takım olmayı, mücadeleyi, sportmenlik ruhunu öğreten basketbol koçlarının emeği paha biçilmezdir.

Her ne kadar basketbol koçluğu meslek olarak tanımlanmasa da, benim için basketbol koçluğu özünde bir emek mesleğidir. Bu emeğin karşılığı sadece alınan ücretle değil, yaratılan ürünle ölçülmelidir. Bir çocuğun potaya attığı ilk basket, alınan ilk galibiyet ya da bir sporcunun "hayatıma yön veren kişi koçumdu" demesi bu emeğin kıymetini ortaya koyar.

Uzun çalışma saatleri, saha içi ve dışı sorumluluklar, düşük ücretler, güvencesiz çalışma koşuları ve daha niceleri... Tüm bu zorluklara rağmen görevini büyük bir özveriyle sürdüren basketbol koçları gerçek bir spor emekçisidir.

Koçların Yaşadığı Sorunlar

Bu özel günde basketbol koçlarını saygıyla anarken, yaşadıkları sorunları bir kez daha vurgulamak isterim:
  • Koçların sosyal güvencesi sağlanmalıdır. Birçok koç, sigortasız, geçici veya yarı zamanlı çalışmak zorundadır. Bu durum altyapıdaki kulüp organizasyonlarında oldukça yaygındır.
  • Mesleki gelişim imkanları için eşit şartlar oluşturulmalıdır. Ekonomik ve coğrafik sebeplerden dolayı özellikle genç koçların gelişimi kısıtlıdır.
  • Kadın koçların temsiliyeti artmalıdır.
  • Antrenörlük bir mesleki uzmanlık olarak tanımlanmalıdır. Koçluğun meslek olarak tanımlanmaması antrenörlerin emeğini değersizleştiren bir bakış açısı doğurmaktadır.
  • Düşük ücret adaletsizliğine son verilmelidir. Koçların kazançları genelde yapılan işe ve harcanan emeğe kıyasla oldukça yetersizdir. Haftanın neredeyse her günü çalışan altyapı koçları geçimini sağlamakta zorlanmaktadır.
Tüm bu sorunlar ışığında belirtmek isterim ki, daha adil bir antrenörlük için;
  • Koçların örgütlenmeleri teşvik edilmelidir. (TÜBAD, BİDEV, Spor Emek Sen gibi)
  • Federasyonun gözetiminde koçların sosyal güvencesi sağlanmalıdır.
  • Kadın koçların spor ortamında daha görünür ve eşit koşullarda yer alması sağlanmalıdır.
  • Altyapı koçluğu, sistemin kıymetli bir zinciri olarak görülüp maddi ve manevi olarak desteklenmelidir.
21 Haziran Dünya Emekçi Antrenörler Günü, sadece kutlamak yapmak için değil, aynı zamanda antrenörlerin emeğinin görünür kılınması için hak ettikleri saygıyı bulma çabasıdır. Koçların emeğini tanımak ve desteklemek sporu adil ve sürdürülebilir yürütmenin de bir anahtarıdır.

21 Haziran Dünya Emekçi Antrenörler Günü'nü kutluyor, oyunda ve her yerde emek veren tüm basketbol koçlarına sonsuz teşekkür ediyorum.
spacer

Babalar Günü ve Basketbol

 William Jackson Smart, annelerinin ölümünden sonra altı çocuğunu tek başına büyüten bir savaş gazisiydi. Bu fedakar babayı onurlandırmak için haziran ayının üçüncü pazar günü yerelde başlayan kutlamalar zamanla küreselleşerek "babalar günü" olarak kutlanmaya başlanmıştır.

Basketbol ve Babalar Günü

Basketbol, Babalığın Sessiz Dili

Kimiz bir mesajla, kimimiz eski bir anıyla, kimimizse sessiz bir teşekkürle babalar gününü kutluyoruz. Biraz basketbolun içindeyseniz, babalar günü sessiz bir kutlamadan öte pota altına atılan anlamlı bir asist olur. 

Baba figürü çoğu zaman kelimeler yerine eylemlerle kendini gösterir. Tıpkı basketbol gibi. Birlikte antrenman yapmak, tribünde yan yana oturmak ya da parkta bire bir oynamak. Bunlar aslında sessiz bir "seni seviyorum" cümlesidir.

Basketbol kuşaktan kuşağa devredilen bir bayrak gibidir. Bugün çocuklar Curry derken, bizler Jordan diyorduk. Bunlar sadece basketbol topunun etrafında bir hikaye ve birer kahramandır. Tıpkı babamızın hikayesini bize anlattığı gibidir. Basketbol topu bir bayrak gibi bizden sonraki nesillere taşıması için sadece el değiştiriyor.

Basketbol Birlikte, Hayat Birlikte

Basketbol sadece skor yapmak için oynanmaz, birlikte oyunu kurmaktır. Omuz omuza birlikte olmaktır. Boşta olan arkadaşımıza pas atmaktır. Bunlar sadece basketbol maçında değil, hayatta da öğrenilmesi gereken şeylerdir. Bir baba çocuğuyla basketbol oynadığında ona sadece kazanmayı değil, oynamayı ve eğlenmeyi de öğretir. Bu ilişki babanın çocuğuyla ömür boyu sürer.

Basketbol sadece bir spor değil; ilişki kurma, paylaşma, yetiştirme ve birlikte büyüme çabasıdır. Bu yönüyle baba-çocuk ilişkisi güçlü bir bağ kazanır. 

Bazıları içinse babalar günü zordur. Kaybedilmiş bir baba, hiç tanınmamış bir baba duygusunu yaşayanlar için buruk bir gündür. Bu yönüyle babalar günü ayrıca bir hatırlamadır. Bu vesileyle tüm çocuklar için bu babalar gününde potaya bir üçlük atalım.

Babalar Gününde Basketbol Sahalarına

Babalar günü ve basketbol arasında çok derin ve duygusal bağlar kurmak mümkündür. Çünkü basketbol bir paylaşma pratiğidir. Bu yönüyle bakıldığında bugün babamızla basketbol oynamak için elimizde bir fırsat var.

Bu yıl babalar gününde birlikte birkaç şut atarak anlamlı bir basketbol hikayesi oluşturup babamıza eşsiz bir hediye verelim. Çünkü basketbol sadece sayı atmak değil, birlikte geçirilen zamanın kalitesidir.

Birlikte atacağınız her şut sessiz bir sevgidir. Babalar günü kutlu olsun!
spacer

WABC | Dünya Basketbol Antrenörleri Birliği

 2010 yılında üyesi olduğum WABC - World Association of Basketball Coaches (Dünya Antrenörleri Birliği), basketbol koçluğunu bir meslekten fazla görerek basketbolu küresel olarak ele alan güçlü bir yapıdır.

WABC'nin temel amacı, basketbol koçlarının becerilerini geliştirerek oyunun kalitesini arttırmaktır. Dünyanın her yerindeki koçların ortak bir vizyonla gelişimlerini sağlamaktır.

Dünya Antrenörler Birliği

WABC'nin Yapısı

WABC, FIBA'nın resmi denetimi ve desteğiyle faaliyet gösterir. Koç gelişimini küresel alanda ele alan bir kuruluştur.

Bu yapının hedefi yalnızca bireysel koç gelişimi değildir. Aynı zamanda basketbolun her seviyede daha kaliteli, daha tutarlı ve daha öğretici olması için basketbol oyununa katkı sağlar.

WABC'nin Temel Faaliyet Alanları

Koçluk Eğitimleri

WABC, dünyanın her yerinde düzenlediği antrenörlük seminerlerinde güncel teknik ve taktik bilgilerini üst düzey koçlarla vermektedir. Hem üst seviyede hem de temel seviyedeki koçlara fırsat eşitliği sunmaya özen gösterir.

Kaynaklar

Koç gelişimindeki sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla, kitap, video ve koçluk programı hazırlayarak erişimi mümkün kılmaya çalışır.

Koç Topluluğu Oluşturmak

WABC kendini yalnızca bir eğitim kurumu olarak görmez. Aynı zamanda bir topluluk olarak görür. Böylece bilgi ve deneyim paylaşımı, koçların etkileşimi ve ortak sorunlara çözüm kültürünü geliştirmeye çalışır.

WABC, FIBA Teknik Komisyonuna görüş ve öneriler sunarak basketbolun gelişim sürecinde doğrudan rol oynar. Bu süreçte WABC Dayanışma Komitesi, uluslararası koçluk deneyimi olan, milli takım koçlarından oluşan bir kadroyla hareket eder.

WABC Üyeliği Nasıl Olur?

A kademe koç lisansı alındıktan sonra TBF ile iletişime geçerek WABC üyeliği için ilgili süreç başlatılır. Daha sonrasında üyelik işlemi gerçekleşip tarafınıza FIBA Coach Lisansı verilmektedir. Kişisel deneyimimle şunları ekleyebilirim.
  • Bilgiye ulaşmanın yanısıra, dünyanın farklı yerlerindeki koçlarla aynı zeminde buluşmayı sağlar.
  • Eğitim içerikleri sayesinde hem altyapı hem de üst yapı düzeyinde güncel konulara hakimiyet sağlar.
  • Koçluğun bir birlik olması için dayanışmayı arttır.
WABC üyeliğim, koçluk yolculuğumun bir rehberi de olmuştur. Basketbola küresel bakmamı, sadece kazanmak değil; öğretmeye ve geliştirmeye de odaklanmamı sağlamıştır.

Basketbolun evrensel dilini konuşan, gelişmeye açık her koça WABC ile tanışmayı önermeyi bir görev olarak görüyorum. WABC içeriklerine erişmek için lütfen bağlantıyı tıklayınız. 
spacer

Box-Out ve Önemi

 Box-out, basketbolda savunma ve hücum oyuncularının fiziksel mücadeleye girerek ribaunt  almak için yaptıkları teknik beceri bütünüdür. Oyuncular ribaunt almak için rakibine fiziksel bir engel yaparak rakibin topu kontrol altına almasını engellemeyi amaçlar. Bu amacın gerçekleşmesi için rakiple temas kurularak vücudun rakibinin ve potanın arasına girdiği temel tekniğe box-out denir.

Box-Out

Box Out Nasıl Yapılır?

Box-out basketbolda kazanılabilecek en zor teknik becerilerden biridir. Çünkü çok ciddi bir disipline ihtiyacı vardır. Alışkanlık kazanıldığında etkili box-out yapılmasının ardından ribaunt alınabilir.

Box out tekniğini uygularken "öne pivot" ya da "geriye pivot" adımlaması yapılır. Hangi adımlama tekniğini yaparsanız yapın aşağıdaki noktalara dikkat etmelisiniz:
  1. Temas; şut atılırken rakip göz temasıyla tespit edilmelidir. Ardından vücut teması oluşturulmalıdır. Bu temas, kollar bükülü ve açık, dizler bükülü ve sırt rakibe dayanacak şekilde olmalıdır.
  2. Denge; ayaklar omuz genişliğinde açık, dizler bükülü ve ağırlık merkezi aşağıda tutularak atletik pozisyon alınmalıdır. Atletik pozisyon, hem dengeyi korur hem de rakibin potaya ilerlemesini engeller.
  3. Vücudun rakiple pota arasına girmesi; kalça ve sırt kullanılarak rakip potadan uzaklaştırılmalıdır. Kollar dirseklerden bükülü ve yana açık tutularak alan kazanılır. Böylece rakibin çevrenizden dönmesi hem uzun bir yola neden olacaktır hem de rakip engellenebilecektir.
  4. Topa odaklanma; top potadan sekince, box-out pozisyonu terk edilmeden topun yönü takip edilir ve ardından sıçrayarak ribaunt alınır.
Genç basketbolcu adaylarının bu alışkanlıkları kazanmaları için 1e1 ve 2ye2 ribaunt antrenmanları yapmasına ihtiyaç vardır. Box-out hem savunma hem de kritik bir hücum tekniği olduğu için üzerinde önemle durulması gereken bir konudur.

Box-Out'un Zorluğu ve Oyuncular Üzerindeki Etkisi

Box-out, teorik olarak basit görünse de uygulamada süreklilik ve disiplin istediği için çok zor bir beceridir. Özellikle genç basketbolcu adayları, topa odaklanırken rakiplerine box-out yapmayı unuturlar. Bu durum, savunma ribaundunun kaybedilmesine ve hücum takımının ikinci bir şans yakalamasına neden olabilir.

Koçlar, genç basketbolcu adaylarının box-out alışkanlığını zamanla kazandıklarını bilirler. Bundan dolayı box-out alışkanlığı sabırla üzerinde durulması gereken çok zor bir beceri olarak görürler.

Box-out yalnızca teknik bir beceri olarak görülmemelidir. Aynı zamanda zihinsel ve kararlılık gerektiren bir beceridir. Box-out alışkanlığı kazanan genç basketbolcu adayları oyunun farkındalığında önemli bir zihinsel üstünlüğü ele geçirebilir.

Box-Out Alışkanlığı Kazanmak için Öneriler

Genç basketbolcu adaylarının box-out alışkanlığı kazanmaları için aşağıdaki noktalara dikkat etmesi bireysel gelişim göstermeleri adına önemlidir:
  1. İlk temas; box-out süreci şut atıldığında rakiple ilk temasın kurulmasıyla başlar. Temasla birlikte dengeli pozisyon almak önemlidir.
  2. Vücut dönüşü; temas gerçekleştikten sonra oyuncunun vücudunu rakiple pota arasına koyması gerekir. Vücudun bu dönüşünde yeterince atletik becerilere sahip olan genç basketbolcu adayı, rakibin ribaunt almasını engeller.
  3. Rakibin itilmesi; rakip engellendikten sonra kısa ve güçlü adımlamalarla onu potadan uzaklaştırmaya çalışmak ribaunt almak için avantaj sağlar.
  4. Topa odaklanma; box-out pozisyonu tamamlandıktan sonra ribaunt almak için top kontrol edilmeye çalışılır.
Bu adımlamaları gerçekleştiren genç basketbolcu adayı, box-out becerilerinde gelişim ve alışkanlıklar kazanmaya başlar.

Bol bol box-out yapmanız ümidiyle, basketbolla kalmanızı dilerim.
spacer

Üç Çıta Drilliyle Basketbol

 Genç basketbolcu adaylarının başarıya ulaşmanın temellerinden biri hareket yönleri üzerindeki becerileridir. Genç basketbolcu adaylarının hem hücumda hem de savunmada daha etkili olabilmesi için ileri, geri ve çapraz yönlerde doğru ve etkili hareket etmeleri önemlidir. Bu bağlamda; yön değiştirme, denge, hızlanma ve durma gibi beceriler antrenmanlarda özel olarak ele alınmalıdır.

3 Çıta Drill

Basketbolda Hareket Yönlerinin Önemi

Basketbol, sürekli değişkenlik gösteren dinamik bir oyundur. Genç basketbolcuların sahadaki etkinliğini arttırmak için;
  1. İleriye ve geriye koşmaları,
  2. Yana doğru hızlı kaymalar yapmaları,
  3. Açılı yön değişikliklerinde tepki vermeleri,
  4. Denge kaybı yaşamadan ani duruş yapmaları gerekir.
Bu özelliklerin gelişimi, küçük yaşlardan itibaren düzenli olarak yapılan atletik hareket becerisi antrenmanlarıyla mümkündür.

Basketbol altyapısında olan oyuncuların, atletik performanslarını arttırmak için antrenman planlamasında çabukluk, koordinasyon, hız gibi becerilerin eklenmesinde fayda olacaktır. Bu süreçte atletik performans koçlarıyla yapılacak antrenmanlar, genç basketbolcu adaylarının hem sakatlık riskini azaltır hem de oyun içindeki verimini üst seviyeye çıkarır.

Benim tavsiyem, kulübün bir atletik performans koçu yoksa; genç basketbolcu adaylarının mutlaka hareket becerisi kavramını kazanmaları için atletik performans koçlarıyla düzenli antrenman yapmaları olacaktır.

Bu konuda altyapıda basketbol oyuncularına yardımcı olmak amacıyla sizlere "Üç Çıta Drilli"nden söz etmek istiyorum.

Üç Çıta Drilli Nedir?

Basketbol altyapısında oynayan oyuncuların hareket yönü becerilerini geliştirmeye yönelik Üç Çıta Drilli, genç basketbolcu adaylarına çok yönlü hareket becerisi kazandırmak amacıyla geliştirilmiştir.

Sahada zikzak şeklinde üç çıta yerleştirilir. Oyuncular, bu çıtalar arasında yönlendirmelere bağlı olarak farklı yönlerde hareket eder. Üç Çıta Drillinin temel hedefleri şunlardır:
  1. Yön değiştirme reflekslerini geliştirmek.
  2. Koordinasyon becerisini geliştirmek.
  3. Denge ve vücut kontrolünü güçlendirmek.
  4. Basketbola uygun duruş alışkanlıklarını kazandırmak.
Üç Çıta Drilli alıştırmalarında; genç basketbolcu adayları çıtalar arasında öne ve geriye sprint geçişleri yapar.

Yana kayma ve yön değiştirme becerilerini geliştirir. Savunma pozisyonunda yana hareketler yapılarak leteral hız gelişimi sağlanır.

Oyuncular hem yön hem de hız kombinasyonlarını kontrol ederek dur-koş ve çaprak koşu becerilerini kazanır. Aşağıdaki görselde kullanılabilecek bazı çalışmaları görebilirsiniz.

3 Çıta Drill

Üç Çıta Drillinin Antrenmanlara Entegresi

Üç Çıta Drilli, hem bireysel gelişim antrenmanlarında hem de takım antrenmanlarının başında ısınma ve koordinasyon amaçlı olarak kullanılabilir. Antrenmanın seviyesine göre; başlangıç düzeyinde temel çalışmalar, sonrasındaysa reaksiyon içeren; hızlı karar verme ve yön değişikliklerini içeren versiyonlar içerebilir.

Aşağıdaki videoda antrenmanlarda kullandığımız bu versiyonlardan birkaç örneği görebilirsiniz.



Sonuç olarak, basketbolda hareket becerilerinin gelişimi; genç basketbolcu adaylarının karar alma süresi ve reaksiyon gelişimini doğrudan etkiler. Üç Çıta Drilli, genç basketbolcu adaylarına yön bilgisi kazandırmak ve çabukluklarını arttırmak adına etkili bir çalışmadır.

Her yaşa uygun olarak üç çıta drillini dizayn ederek uzun vadede başarının temelini atabilirsiniz. 

Bir sonraki yazıda görüşmek ümidiyle, basketbol hareket becerileriyle kalın.
spacer

Mücadele, İnanç ve Şişli 3.lüğü!

 Şişli Kurtuluş Anadolu Lisesi Kadın Futsal Takımı, 2025 Şişli Okul Sporları Futsal Turnuvasında ortaya koyduğu mücadele ve takım ruhuyla hem izleyenleri büyüledi hem de Şişli üçüncülüğünü kazanarak tarihi bir başarıya imza attı. Bu özel ekip kadın sporunun ne kadar güçlü bir potansiyele sahip olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır.

Kadın Futsal

Şişli Kurtuluş AL Kadın Futsal Takımı

Turnuvaya 3 takımlı grupta başlayan Şişli Kurtuluş AL Kadın Futsal Takımı, İSOV ve Mehmet Pisak AL takımlarını yenerek grubunun lider tamamladı. Kadın futsalcılarımız sahaya her çıktıklarında disiplinli oyun anlayışı ve enerjik oyunlarıyla dikkat çekti.

Yarı finalde Rüştü Uzel MTAL ile karşılaşan kadın futsalcılarımız, son ana kadar mücadele ettiği maçta 2-1 mağlup oldu. Ancak bu yenilgi, takımın kenetlenmesini ve güçlenmesini sağladı. Böylelikle hedef 3.lük maçına çevrilmiş oldu.

Geri Dönüşün ve İnancın Zaferi

Final niteliğinde geçen 3.lük maçında rakip yine Mehmet Pisak AL oldu. Takımımız iki kere geriye düşmesine rağmen 30+3. dakikada Miray'ın ayağından bulduğu penaltı golüyle maçı 2-2'ye getirerek maçı seri penaltılara götürdü.

Seri penaltı atışlarında skor 2-2'ye gelmişti. İşte o anda kalecimiz Helin Gündüzhan, önce rakibin penaltısını kurtararak kadın futsal takımımızı ayakta tuttu. Ardından soğukkanlılıkla kullandığı son penaltı vuruşunu gole çevirerek hem maçın hem de turnuvanın kahramanı oldu! Bu unutulmaz anla birlikte Şişli Kurtuluş Anadolu Lisesi Kadın Futsal Takımı Şişli 3.sü olmayı başardı.

Takım Ruhu ve Yıldızları

Helin Gündüzhan: Kalede adeta panter gibiydi. Kritik anlarda yaptığı kurtarışlar ve son penaltı golüyle maçın kaderini değiştirdi.

Miray Akman: Maçta attığı kafa golü ve ardından maçı uzatmaya götüren penaltının kahramanı, en golcü oyuncumuz takımını ateşledi.

Nursenur Koçak: Orta sahada oyunun temposunu maestro rolüyle belirledi. 

Aylin Çalışkan: Savunmada ve hücumdaki sert şutlarla rakip takımların korkulu rüyası oldu desek yeridir.

Esma Nur: Takım kaptanımız, sakatlanmasına rağmen oyunu bırakmayan maça son ana kadar sıralan ve galibiyette bize ruh getirdi.

Rumesya Nur: Yarı final maçında sakatlanmasına rağmen, kendisini takımı için feda etmekten kaçınmayan duvar gibi defansıyla kadın futsal takımına güven verdir.

Eylem Çakmak: Oyun içerisinde görevini fazlasıyla yerine getirerek takım ruhunu tamamladı.

Hilal Parlak: Kenardan takımına verdiği destek, hırs ve motivasyonla geriden gelmemizi sağlayan koca yürekli sporcumuzdur.

Her kadın futsalcılarımız, yalnızca kendi rolünü değil, takım arkadaşlarının yükünü de sırtlayarak takım çalışması örneği sergilemiştir.

İnancın ve Azmin Zaferi

Bu başarı, sadece futsal becerilerinin değil, azmin, disiplinin, dostluğun, mücadelenin ve okul takımı olarak ruhun sahaya yansıması olarak görülmüştür. Şişli Kurtuluş AL Kadın Futsal Takımı, kadınların sporda nelerin başarılabileceğini herkese göstermiştir.

Bu yıl kazandığımız 3.lükle sezonu mutlu bitirmemizi sağlamıştır. Amacımız okul sporlarında okulumuz kadın sporcularına ilham verecek bir organizasyon oluşturmaktır. 

Kupayı kazanmakta emeği geçen kadın futsal oyuncularımızı tekrar yürekten tebrik ederim.
spacer